8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde, kadın emeği Türkiye’de ne durumda? Kadınlar 2019’a nasıl başladı, göstergeler önümüzdeki günler için ne gösteriyor? TÜİK verilerine yakın plan yapıyoruz, rakamların arkasına bakıyoruz.
Bakmayın siz ekonomide bir “dengelenme” sürecinin yaşandığı, her şeyin yolunda olduğu ve en kötüsünün geride kaldığı laflarına. Ekonomi küçülmeye başladı, artık ekonomik krizin içindeyiz.
2018’in son çeyreğine ait sanayi üretimi ve ciro göstergeleri ekonomide sert bir daralmaya işaret ediyor.
Özellikle işsizlik verileri, krizin ilk adımının bile aileleri öncü deprem misali sarstığını gözler önüne seriyor.
İstihdam ve işsizlikte 2018’in son çeyreğine ait veriler büyük önem taşıyor. Zira, 2018’in son çeyreğinde gözlemlenen eğilimlerin, krizin ilerleyen aşamalarında da etkili olması ve hatta daha da güçlenmesi çok kuvvetli bir ihtimal.
Bu nedenle, 2018’in son üç ayında ortaya çıkan, etkili olan eğilimleri tespit etmek, önümüzdeki süreçte bizleri nelerin beklediğini görmemize de yarayacak.
Ekonomik kriz dönemlerinin toplumun özellikle emeğiyle geçinen ve yoksul kesimlerini çok daha derinden etkilediği aşikâr. Yoksulluk, işsizlik, güvencesizlik, belirsizlik, kaygı, gerilim, huzursuzluk emekçi hanelerini kuşatıyor.
Ve bu karabasandan payına en fazla yük düşenler kadınlar.
Yıllık istihdam kaybı net 201 bin. İşsiz sayısındaki artış ise tam 706 bin. Genel manzara bu kadar kötüyken, kadın istihdamı 56 bin kişi artmış! Sevinilecek bir gelişme gibi gözüküyor, ama değil.
Ekonomik krizin kadınları nasıl etkilemeye başladığını incelemek üzere, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) en son açıklanan Kasım 2018 dönemi istihdam ve işsizlik verilerini, 2017’nin aynı dönemi ile karşılaştıralım.
TÜİK’in kullandığı metoda göre kasım dönemi verileri ekim, kasım ve aralık aylarının ortalamasını yansıtıyor. Yani aslında, bu verilerde kasım ayının durumunu değil, yılın 4. çeyreğinin durumunu görüyoruz.
Şimdi yakın plan yapalım: İstihdam ve işsizlik alanında kadın cephesinde neler oluyor?
Hayret, kriz var, ama kadın istihdamı artmış!
TÜİK verileri istihdamda tam bir deprem yaşandığını gösteriyor. Toplam istihdam, 2017’nin son çeyreğine kıyasla, 201 bin kişi azalmış durumda.
Üstelik, kamu istihdamında, 749 bin gibi daha önce hiç görülmemiş düzeyde bir dev artış var. Bu artışın 400 bin kadarı taşeron işçilerinin devlete geçmesinden kaynaklanıyor. Bunu düşsek bile, özel kesim istihdamında 500 binden fazla bir düşüş olduğu ortaya çıkıyor.
Peşpeşe gelen seçimlerin yüzü suyu hürmetine kamu istihdamında meydana gelen bu patlamanın “güzelleştirdiği” istihdam manzarası bile fazlasıyla çirkin. Her şeye rağmen ortaya çıkan yıllık istihdam kaybı net 201 bin. İşsiz sayısındaki artış ise tam 706 bin.
Genel manzara bu kadar kötüyken, kadın istihdamı 56 bin kişi artmış! Ahım şahım bir artış değil, ama erkeklerin istihdamında 258 bin kişilik bir çöküş yaşandığını görünce bu artışın anlamı ve önemi artıyor.
Bu arada, 15-24 yaş grubundaki genç kadınların istihdamında gidişatın erkeklerden farkı yok. Genç erkeklerin istihdamı bir yıl öncesine kıyasla 107 bin kişi azalırken, genç kadınların istihdamında da 65 bin kişilik bir düşüş var.
Yani kadın istihdamındaki artış, öyle tekdüze de değil. Toplam kadın istihdamı artarken, genç kadınların istihdamında hatırı sayılır bir düşüş yaşanmış.
Ama olaya tersinden bakarsak, 25 yaş ve üstü kadınların istihdamındaki artış 121 bine çıkıyor ve daha dikkat çekici hale geliyor.
Şaşırtıcı bir çelişki gibi, ama değil
Ortada şaşırtıcı bir çelişki var. İstihdam sert bir kriz yaşarken kadın istihdamı dikkat çekecek kadar artmış durumda.
Bu sevinilecek bir gelişme gibi gözüküyor, ama değil…
Çünkü kadın istihdamındaki bu artışın ana nedeni, bizatihi işten çıkarmaların artmış olması. Kadın istihdamı, işten çıkarmalar ve işsizlik salgın hale geldiği için artıyor.
Bu da hayret veren bir çelişki gibi gözüküyor, ama değil…
Kadın istihdamındaki artışın ana nedeni, bizatihi işten çıkarmaların artmış olması. Kadın istihdamı, işten çıkarmalar ve işsizlik salgın hale geldiği için artıyor. Hayret veren bir çelişki gibi gözüküyor, ama değil.
Çünkü işten çıkarmalar ve işsizlik salgın haline gelince, dayanılmaz hale gelen yoksulluk ve geçim sıkıntısı, kadınları evden çıkıp iş aramaya ve bulabilirse bir işte çalışmaya zorluyor. İşverenler de mümkün olan her alanda erkekleri işten çıkartırken, onların bir kısmının yerine daha düşük ücretlerle ve daha güvencesiz koşullarla kadınları işe alıyorlar.
Yani kadın istihdamı artışı bolluktan, varlıktan değil, yokluktan, yoksulluktan geliyor. Nasıl ki tanzim satışlar tarımdaki çöküş ve mutfaktaki yangının bir resmiyse, kadın istihdamındaki artış da istihdamdaki ve ekonomideki çöküşün bir resmi.
Bunun benzerini 2008-2009 krizinde de yaşamıştık. O dönemde kadınların istihdam oranı ve işgücüne katılım oranları hızla yükselmişti. Ama kriz hali sona erdikten sonra da evden çıkıp işgücüne katılan kadınlar tekrar eve dönmediler, iş aramaya ve bulunca çalışmaya devam ettiler. Çünkü düşük ücretler ve güvencesiz çalışma koşulları, artan borç yükü başka bir şans tanımadı.
Kadınlar nerede iş buldu?
Kadın istihdamı kriz koşullarında böyle artıyor, peki kadınlar nerede iş buluyor, nerelerde çalışıyor?
İşin bu yönüne bakınca kadın istihdamının nasıl arttığı ve artışın yapısı daha iyi anlaşılıyor.
Bu açıdan ilk dikkat çeken nokta, tarımdaki kadın istihdamının 204 bin kişi birden düşmüş olması. Erkeklerde de 70 bin kişilik bir azalma var.
Sonuç olarak, tarım istihdamında genel olarak bir çöküş var, ama bunun ana gövdesini kadınlar oluşturuyor. Tarımda çalışan kadınların tarımı hızla terk ettiği görülüyor.
Nereye gittiklerinin yanıtını ise hizmet sektörlerindeki kadın istihdamında ortaya çıkan 249 bin kişilik artışta buluyoruz. Hizmet sektörlerindeki kadın istihdamı böylesine artarken erkek istihdamı 28 bin azalmış. Bu da bize erkek istihdamının yerini kadın istihdamının alması şeklindeki dönüşümün odağının hizmet sektörleri olduğunu gösteriyor.
Hem kadın, hem erkek istihdamında yüksek miktarda düşüş olan sektörlerde de erkek istihdamındaki düşüş çok daha fazla. Bu da dengeyi kadınlar lehine etkiliyor.
Sektörler içinde toplam istihdam kaybında 704 bin kişi ile açık ara ilk sırada yer alan idari ve destek hizmet faaliyetlerinde erkek istihdamındaki düşüş 557 bin iken kadın istihdamındaki düşüş 147 bin. Bu sektörde erkek istihdamı yüzde 49,6 düşerken, kadın istihdamındaki düşüş yüzde 28,05 ile erkeklerin oldukça gerisinde.
Kadın istihdamı artışı bolluktan, varlıktan değil, yokluktan, yoksulluktan geliyor. Nasıl ki tanzim satışlar tarımdaki çöküş ve mutfaktaki yangının bir resmiyse, kadın istihdamındaki artış da istihdamdaki ve ekonomideki çöküşün bir resmi.
Meslekler açısından bakınca, fizik güç gerektirmeyen mesleklerin çoğunda kadın istihdamı lehine bir denge değişimi gözleniyor.
Bunun en çarpıcı örneği, büro ve müşteri hizmetlerinde çalışan elemanlarda görülüyor. Büro ve müşteri hizmetlerinde erkek istihdamı 75 bin kişi azalırken kadın istihdamı 50 bin kişi artmış. Profesyonel meslek sahibi elemanlarda erkek istihdamı 28 bin artarken kadın istihdamı 95 bin artışla erkekleri üçe katlıyor. Hizmet ve satış elemanlarında da erkek istihdamı 40 bin artarken kadın istihdamı 53 bin artmış.
Bu arada, en kolay işten atılanların nitelik gerektirmeyen işlerde çalışanlar olduğu bir kez daha ortaya çıkıyor. Nitelik gerektirmeyen işlerde erkek istihdamında 130 bin, kadın istihdamında 133 bin kayıp var.
Kadın iş gücünü kimler artırdı?
İşsiz kadınların 104 bini daha önce ev işleriyle meşgulken şimdi ilk kez çalışacak iş aramaya başlayan kadınlardan oluşuyor. Bunlara iş bulup çalışma şansı bulan ev kadınlarını da eklersek, sayıları 100 binin oldukça üzerinde bulunan ve eskiden yalnızca ev işleriyle meşgul olan kadınların artık ya iş bulup çalıştığı ya da iş aramaya başladığı görülüyor.
Bir diğer grup da, çoğunluğu tarımda olmak üzere ücretsiz aile işçisi olarak çalışan kadınlardan oluşuyor.
Tarım ve tarım dışında aile işletmesinde ücretsiz olarak çalışan ücretsiz aile işçisi erkek sayısı bir önceki yıla göre 30 bin artmış. Buna karşın aile işletmesinde ücretsiz olarak çalışan kadın sayısında 144 bin gibi ciddi bir düşüş var. Bu düşüşün 140 binini tarımda ücretsiz aile işçisi olarak çalışan kadınlar oluşturuyor.
Kadınlar arasındaki işsizlik oranı artmaya devam etti. 2018’in son çeyreğinde, bir yıl öncesine göre, 1,24 puan yükselerek yüzde 14,69’a çıktı. Genç kadınlar arasındaki işsizlik oranı 2,74 puanlık sıçramayla yüzde 27,71’e çıktı.
Tarımdaki ciddi çöküntü, kendi ailesinin tarım ve hayvancılık işlerinde ücretsiz olarak çalışan kadınların artık böyle geçinebilme şansını ortadan kaldırmış gözüküyor. Kendi tarım işletmesinde geçimini sağlayamayan kadınlar, kendilerine çalışacak başka iş aramaya başlıyor. Ücretsiz aile işçisi olan kadın sayısındaki 144 bin kişilik düşüş, diğer tarafta ücretli olarak iş bulup çalışan veya işsiz kadın sayısında buna yakın bir artış anlamına geliyor.
Değişen bir şey yok, kötü gidiş durmadı
Erkek istihdamı sert bir şekilde azalırken kadın istihdamında cılız bir artış var, ama bu işsizlik sorunundaki kötü gidişi değiştirmiyor. Çünkü işsiz sayısındaki artış, istihdam artışını neredeyse üçe katlıyor.
2018’in son çeyreğinde, bir yıl öncesine kıyasla, kadın istihdamı artışı 56 bin iken işsiz sayısındaki artış 159 bin. Zira, çalışma ihtiyacında olup da iş aramaya başlayan kadınların sayısındaki artış 215 bin ile çok daha fazla. Bunun sadece 56 bini iş bulabildiği için kalan 159 bin kadın işsizler ordusuna katılmış buluyor.
Sonuç olarak, kadınlar arasındaki işsizlik oranı artmaya devam etti. 2018’in son çeyreğinde kadınlar arasındaki işsizlik oranı, bir yıl öncesine göre 1,24 puan daha yükselerek yüzde 14,69’a çıktı. Kadınlar arasındaki tarım dışı işsizlik oranı da 1 puan yükselerek yüzde 18,40’a tırmandı.
15-24 yaş arası genç kadınlar arasındaki gidiş daha da kötü. Genç kadınlar arasındaki işsizlik oranı 2,74 puanlık sıçramayla yüzde 27,71’e çıktı. Genç kadınlar arasındaki tarım dışı işsizlik oranı da 2,23 puanlık artışla yüzde 31,99’u buldu.
Üstelik kadınlar arasındaki işsizlik oranı, istihdamdaki küçük artışa rağmen hâlâ erkeklerden daha yüksek. Kadınlar arasındaki işsizlik oranı, yüzde 11,19 olan erkekler arasındaki işsizlik oranından 3,5 puan daha yüksek. Kadınların tarımdışı işsizlik oranı ise erkeklerden 5,85 puan daha yüksek.
Kadınlar aleyhine fark gençler arasında daha da yükseliyor. Genç kadınların işsizlik oranı genç erkeklerden 6,40 puan daha yüksek. Genç kadınlar arasındaki tarımdışı işsizlik oranı ise erkeklerden tam 8,79 puan fazla.
Gelecek günler daha da karanlık
Önümüzdeki olası süreçte kriz derinleşirken istihdam ve işsizlikte durum hem erkekler hem de kadınlar için daha da kötüleşecek. Kamu istihdamındaki olağanüstü artış, şu âna kadarki bozulmayı yapay olarak hafifletti. Ama kamu istihdamındaki artışın sürme şansı yok. Hatta tam tersine azalması bile ihtimal dahilinde. Tabii seçimler “atlatıldıktan” sonra.
Erdoğan yönetiminin, yerel seçimlere beş kala devreye soktuğu “seçimlere kadar istihdamı artırın, bedelini İşsizlik Sigortası Fonu’ndan biz öderiz” manevrasının da özel sektörün istihdam iştahını açması pek mümkün gözükmüyor. Kaldı ki bu da geçici bir uygulama.
Sonuç olarak, önümüzdeki süreçte kadın istihdamı da gerilemeye başlayacaktır.
Ama öte yandan, artan yoksulluk karşısında iş aramaya başlayan kadınların sayısındaki artış sürecektir.
Bu denklemin üreteceği sonuç, kadın işsiz sayısının ve işsizlik oranının daha da yukarılara tırmanması olacak.