ADİL SEÇİM SEFERBERLİĞİ PLATFORMU’NUN KAMPANYASI

Söyleşi: Tuba Çameli
16 Haziran 2018
SATIRBAŞLARI

Sandık müşahitleri niye aynı zamanda sandık muhabirleri de olmasın? Bu sorudan yola çıkan Adil Seçim Seferberliği Platformu “müşahit + muhabir = müşabir” kampanyası başlattı. İsteyen herkes müşabir olabilir, seçim günü “şahit” olduklarının muhabirliğini yapabilir. Müşabir sistemini ve işleyişini Alternatif Medya Derneği ve Halkevleri Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Funda Başaran ve Memleket Biziz Medya Atölyesi’nden Edip Mert Arslan’dan dinliyoruz.

 

Mert Arslan ve Funda Başaran

31 Mayıs’ta, Adil Seçim Platformu’nun kuruluşunun açıklandığı gün, yepyeni bir kelime duyduk: Müşabir. Bu kelime nasıl ve neden türetildi?

Funda Başaran: Hepimiz biliyoruz ki, seçim günü sadece iktidarın ekrana yansıtılmasına müsaade ettiği şeyleri, müsaade ettiği kadar görebileceğiz. Sandıklarda yaşanan sıkıntıları, usûlsüzlükleri, şaibelere yönelik tepkileri göremeyeceğiz. Şöyle düşündük: Seçim günü, neden “olaya şahit olan”, yani müşahit, aynı zamanda “haber veren” yani muhabir de olmasın? Bu iki kelimeden yola çıkarak “müşabir”i türettik. Müşabir seçim gününe kadar etraflarında seçimle ilgili olup bitenleri, seçim günü de sandık başında, çevresinde şahit olduklarını haber verecek.

Mert Arslan: Temel amacımız seçim öncesini, seçim gününü ve sonrasını kayıt altına almak, medyada görünür kılarak kamuoyu ile paylaşmak. Hazırlık çalışmalarının ardından 5 Haziran’da Ankara Mimarlar Odası’ndaki toplantımızda bir çağrı yaptık. Müşabirlerin oluşturacağı sistemi anlattık. Herkes çok ilgiliydi. Müşahitleri ve müşahit adaylarını tanıklık haberciliği yapmaya, tanık olduklarını kamuoyuyla paylaşmaya davet ettik. Memleket Biziz’in çağrısı ile yapılan bu toplantıda pek çok müşabir kaydı aldık. Özetle, “Sıkıldık, Tamam” diyenlerin ilinde, semtinde, mahallesinde, sandık başında tanık olduğu seçim ihlâllerini belgelemesini ve müşabir sistemi aracılığıyla bildirmesini sağlamak için çalışıyoruz. Bir yandan müşabir sisteminin kampanyasını örgütlerken, diğer yandan da işleyişi planlıyoruz.

Temel amacımız seçim öncesini, seçim gününü ve sonrasını kayıt altına almak, medyada görünür kılarak kamuoyu ile paylaşmak. “Tamam” diyenlerin ilinde, semtinde, mahallesinde, sandık başında tanık olduğu ihlâlleri belgelemesini ve müşabir sistemi aracılığıyla bildirmesini sağlamak için çalışıyoruz.

Kimler müşabir olur, nasıl?

Başaran : Zaman ayıran herkes müşabir olabilir. Öncelikle musabir.com’a girerek gönüllü olunması gerekiyor. Başvurularını yaptıktan sonra musabir.com gönüllüleriyle iletişime geçecekler, ihtiyaç olan bölgelerde ya da görev alacakları yerle ilgili genel bir bilgilendirme yapacaklar.

Müşabirlerin bir görev tanımı var mı?

Arslan: Müşabirin görevi, seçim öncesi ve seçim günü olmak üzere ikiye ayrılıyor. Müşabir, seçim günü öncesinde çevresindekileri seçime katılmaya çağıracak, moral verecek ve motive edecek. Mahallesinde, sokakta seçimlere dair tanık olduklarını kayıt altına alacak. Mesela, teslim tarihi öncesinde taşınan oy pusulalarına şahit olduysa bunları kayıt altına alacak. Yaşanan olayı basit bir şekilde anlatarak, yer ve zaman bilgisi ekleyerek, elinde video ya da görüntü varsa Adil Seçim Basın Merkezi’nin duyurmuş olduğu hesaplara, iletişim adreslerine gönderecek. Müşabir aynı zamanda sandık kurulunun teşekkülünü, pusulaların mühürlenmesini, oy kullanım ve sayım süreçlerini, tutanak işlemlerini de takip edecek. Islak imzalı seçim tutanağını alacak. Oyların İlçe Seçim Kurulu’na ulaştırılması sırasında sandık kurulu başkanı ve üyelere eşlik edecek. Tüm itiraz ve şikâyet süreçlerini takip edecek. Bu gelişmeleri de Adil Seçim Basın Merkezi’ne iletecek. Bizzat olamadığı yerlerde de bilgi alıp aktarabileceği iletişim ağları kuracak. Önemli olan iletişimi imkânlı kılabilmesi. Müşabirlerin aynı zamanda Adil Seçim Seferberliği (ASS) aplikasyonunu indirerek oradan gelecek çağrıları da takip etmesi gerekiyor.

Herkes müşabir olabilir. Öncelikle musabir.com’a girerek gönüllü olunması gerekiyor. Sonra musabir.com gönüllüleriyle iletişime geçecekler, görev alacakları yerle ilgili genel bir bilgilendirme yapacaklar.

Müşabirlik organizasyonu nasıl işleyecek? Müşabirlerin ilettiği haberler nerelerde görünür olacak?

Arslan: Müşabirler eldeki ham bilgileri Adil Seçim Basın Merkezi’ne gönderdikten sonra bu ham bilgiler bölgeler ve yaşanan olaylara göre tasnif edilecek. Edinilen bilgi teyit ve kontrol edilecek. Sonrasında basın merkezindeki haber koordinatörlerimiz aracılığıyla Twitter’da @musabircom adresinden, Facebook’ta da musabir.com adresinden paylaşılacak. Bu paylaşımlar ayrıca otomatik olarak musabir.com sitesine de düşecek. Gelen tüm bilgileri anlık olarak paylaşmayacağız. Çünkü bu tür bir uygulama anlamsız bir yığın oluşmasına da neden olabiliyor. Tasnif ettiğimiz olaylar çerçevesinde anlamlı bir yığın haline gelen, birçok bölgeden iletilen ve teyit edilen bilgileri paylaşacağız. Kritik sorun ise kimi olayların takibinin zorlaşması. Örneğin, bir sandık başında güvenlik güçlerinin dahil olduğu bir olay oldu. Fakat sonrasında ne olduğuna dair bilgi yok. Polis geldi mi, gelmedi mi? Geldiyse ne yaptı? Sonra sandık çevresindeki atmosfer nasıl? Bunları takip etmek için de basın merkezinde ve sahadaki diğer müşabirlerimizle, siyasi parti temsilcileri ve demokratik kitle örgütleriyle koordineli bir şekilde çalışacağız.

Hangi kentlerde müşabirler olacak?

Başaran: Hedefimiz her ilde olmak tabii ki. Fakat öncelikli olarak gördüğümüz şehirler, ilçeler, okullar da mevcut. Bunu nasıl belirliyoruz? Adil Seçim Platformu’nun çalışmalarıyla ortaya çıkan, sandık bölgelerindeki her bir sandığa kaç görevli ve müşahidin düştüğünü gösteren veriler var elimizde. Ayrıca daha önceki seçimlerde usûlsüzlüklerin yaşandığı iller de, sandıklar da bizler için değerli bir veri oluşturuyor. Haliyle müşabir olma çağrılarımızda öncelikli olarak bu bölgelere yoğunlaşacak ve bu bölgelerde olacağız.

 

Gezi direnişinin ihtiyacı Çapul TV’ydi. Referandum zamanında Hayır TV oldu bu, daha sonra da Adalet TV. Şimdi de Tamam TV. Sizlerin bizzat içinde olduğu bu süreçler gibi, müşabir sisteminin de bir geleceği var mı?

Arslan: Temel olarak 24 Haziran sonrasında bu ağı genişleterek devam ettirmek istiyoruz. Çünkü önümüzde bir de 8 Temmuz seçimleri olacağı kesin. Haliyle 24 Haziran’dan 8 Temmuz’a kadar ve o gün de dahil olmak üzere olacak olan her şeyi takip etmeye devam etmemiz gerekiyor. Tamam TV’yi, musabir.com’u ortaya çıkaran koşullar birden değişmiş olmayacak, öte yandan alternatif medya arayışları sönümlenmeyeceği için bu çalışmalara devam etmek gerekecek.

Müşabir sandık kurulunun teşekkülünü, pusulaların mühürlenmesini, oy kullanım ve sayım süreçlerini, tutanak işlemlerini, tüm itiraz ve şikâyet süreçlerini takip edecek. Bunları Adil Seçim Seferberliği Basın Merkezi’ne iletecek. Müşabirlerin aynı zamanda ASS aplikasyonunu indirerek oradan gelecek çağrıları da takip etmesi gerekiyor.

24 Haziran neden bu kadar önemli? Seçim günü ve sonrası için öngörüleriniz nedir ?

Başaran: Türkiye’nin son 16 yılına damgasını vurmuş bir siyasi iktidar var karşımızda. Bu iktidar döneminde yaşananlar giderek ağırlaştı, son yıllarda demokrasi askıya alındı. Başta ifade özgürlüğü olmak üzere tüm özgürlükler ortadan kaldırıldı. Medyanın ve üniversitelerin durumuna bakınca daha net bir şekilde görmek mümkün bunları. İktidarın içine yerleşmeye çalıştığı kapitalist formun yarattığı eşitsizlikler, işsizlik ve yoksulluk, son iki yılda yaşananlarla, KHK’larla, OHAL uygulamalarıyla daha da ağır bir biçim aldı. 24 Haziran bütün bunlara dair bir karar ânı olacak. Elbette ki, 24 Haziran ertesinde bütün bunlar birden veya kendiliğinden düzelmeyecek, bu kadar ağır bir tahribattan sonra demokrasinin yeniden kurumsallaşması zaman alacak. Ancak 24 Haziran, eşitlik ve özgürlük fikriyatının yeniden yeşerebileceği, demokratik bir zeminin kurulmasına dair bu toplumun bir kararlılık göstergesi olacak. İşte bu yüzden çok, çok önemli. Seçmenlerin 24 Haziran’ın ertesi gün hedefiyle değil de, gelecek güzel günler için, hatta sonraki kuşakların geleceğini düşünerek oy vereceğini umut etmek istiyorum.

Arslan: 7 Haziran’dan bu yana yaşananlara, referanduma, son günlerdeki açıklama ve gelişmelere bakarak seçim gününün sıkıntılı olabileceğini öngörebiliyoruz. Bunlarla baş etmenin yol ve yöntemlerini düşünmemiz ve bunun için çalışmamız gerekiyor. Aynı zamanda biliyoruz ki 24 Haziran veya 8 Temmuz seçimleri  hiçbir şekilde bir son değil. Haziran isyanıyla başlayan bir süreç var. Türkiye’nin “alışık olmadığı” şeyler oluyor. Gezi-Haziran isyanı, 7 Haziran seçimi, referandum, bunların her biri kilometre taşı. Bu seçim süreci de böyle. Şafak sökmeden önce en karanlık saatler yaşanır ya, bu sürece böyle bakmak gerekiyor. Önemli olan, bu süreçte karanlığa aldırmadan, gardımızı düşürmeden güneşe ulaşmak için elimizden gelenin en iyisini yapmamız.

^