Kevser Abdülkadiroğlu, İsmail Devrim, Emine Akçay, Soner Semih Sipahi, Gökhan Vural Arı, Merve Çandar, İsa Erdoğan… Onlar geçim sıkıntısı, borç ve işsizlik gibi nedenlerle intihar eden insanlardan birkaçı sadece. İşçi Sağlığı ve Güvenliği Meclisi verilerine göre, çalışma koşullarına bağlı olarak 2013-2018 arasında 351 işçi intihar ederek yaşamına son verdi. “Onlar”ın sayısı katlanarak artıyor, bir de Amasra’da 80 metre yüksekliğindeki kule vincine çıkarak maaşlarının ödenmemesini protesto eden iki işçinin “bunlar” dedikleri var. Kimler olduğu malûm…
Kocaeli’nde yaşayan İsmail Devrim (46) oğluna pantolon alamadığı için… Adana’nın Seyhan ilçesinde yaşayan Emine Akçay (26) kirasını ödeyemediği, yakacak odun bulamadığı için… Muğla’nın Fethiye ilçesinde yaşayan Soner Semih Sipahi (18), annesi Emine Arslan çocuklarının dershane masraflarını ödeyememesi üzerine hapse girdiği için… İstanbul Barosu’na kayıtlı avukat Gökhan Vural Arı (28), avukatlık ofisi açabilmek amacıyla aldığı borçları ve banka kredilerini işsizlik nedeniyle ödeyemediği için… İzmir’de yaşayan İsa Erdoğan (23), Aydın’da yaşayan Merve Çandar (25), Kastamonu’da yaşayan Kevser Abdülkadiroğlu (21) atamaları yapılmadığı için intihar etti.
TBMM’nin önünde kendini yakan inşaat işçisi Sıtkı Aydın, Sakarya’nın Hendek ilçesinde AKP İlçe Başkanlığı’nın bulunduğu binanın çatısına çıkarak intihar girişiminde bulunan Ö.A., iş bulamadığı için Taksim Camii inşaatındaki vince çıkarak intihar girişiminde bulunan Sebahattin Demirbozan, Kocaeli Derince kaymakamlık binasının beşinci katındaki pencereye çıkıp intihar girişiminde bulunan S.A., Balıkesir Belediyesi önünde kendini yakan işsiz Mustafa Birgül…
Rakamlar ve nedenler
İşçiler, emekçiler çalışma koşulları, işsizlik ve yoksulluk nedeniyle intihar ediyor, intihar girişiminde bulunuyor. İşçi Sağlığı ve Güvenliği Meclisi (İSİG Meclisi) verilerine göre, 2013’te on beş, 2014’te yirmi beş, 2015’te elli dokuz, 2016’da doksan, 2017’de seksen dokuz, 2018’de yetmiş üç, toplamda 351 işçi intihar ederek yaşamına son verdi. İSİG verilerine göre, işçi intiharlarının ilk üç nedeni borç, mobbing ve işsizlik. [1]
TÜİK’in yaptığı sınıflamaya göre, Türkiye’de intiharlar geçim zorluğu ve ticari başarısızlıktan sağlık sorunlarına, ailevi geçimsizliklerden gönül ilişkilerine, bir dizi sebepten kaynaklanıyor. Son yıllarda “geçim zorluğu” tüm bu sebepler içinde ikinci sıraya yükselmiş durumda.
İşyerinin dışında gerçekleşen intiharların güncel sayıları net olarak bilinmiyor. TÜİK’in web sitesindeki güncel intihar verilerine göre, 2017’de 232 kişinin geçim zorluğu, altı kişinin ticari başarısızlık nedeniyle, 2018’de ise 246 kişinin geçim zorluğu, gene altı kişinin ticari başarısızlık nedeniyle intihar ettiği kayıtlara geçmiş bulunuyor. Ölümle sonuçlanan intihar sayısı 2017’de 3,168, 2018’de 3,161. Bu verilere göre, intiharlar genel olarak azalırken geçim zorluğu nedenli intiharların sayısı artmış durumda.
TÜİK’in yaptığı sınıflamaya göre, Türkiye’de intiharlar geçim zorluğu ve ticari başarısızlıktan sağlık sorunlarına, ailevi geçimsizliklerden gönül ilişkilerine, bir dizi sebepten kaynaklanıyor. Son yıllarda “geçim zorluğu” tüm bu sebepler içinde ikinci sıraya yükselmiş durumda. [2]
İstatistiki verileri derleyenler gerçek verilerin açıklananların üstünde olabileceğini ifade ediyor. Zira, intihar dinen “günah” kabul ediliyor, intihar edenlerin ve girişimde bulunanların yakınları tarafından gizleniyor.
Türkiye’de veriler ne kadar saklanırsa saklansın, dünya çapında yapılan çalışmalar işsizlik ile intihar arasındaki ilişkiyi net biçimde ortaya koyuyor. Ekonomi ve intihar arasındaki ilişki kriz dönemlerinde daha açık bir şekilde görülüyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, işsizlik nedeniyle dünyada her yıl ortalama 45 bin kişi intihar ediyor. İntiharların yüzde 75’i orta ve az gelirli ülkelerde meydana geliyor. 2008 küresel krizi sonrasında, önceki dönemlere göre intiharların dokuz kat arttığı bir başka veri. [3]
KHK’liler ve atanamayan öğretmenler
Ekonomik krizin ötesinde, intihar edenler arasında hiç azımsanmayacak sayıda KHK ile işine son verilenler var. Bianet’in[4] haberine göre, OHAL döneminde, 1 Ocak 2018’e dek medyaya yansıyan KHK nedenli intiharların sayısı 43. Çukurova Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Ekonometri Bölümü’nde asistanlık yapan, barış bildirisine imza attığı gerekçesiyle sözleşmesi yenilenmeyen ve uzun süre işsiz kalması üzerine 34 yaşında intihar eden Mehmet Fatih Traş [5] bilinen bir örnek.
İSİG verilerine göre, işçi intiharlarının ilk üç nedeni borç, mobbing ve işsizlik. TÜİK verilerine göre, 2017’de 232 kişinin geçim zorluğu, altı kişinin ticari başarısızlık nedeniyle, 2018’de ise 246 kişinin geçim zorluğu, gene altı kişinin ticari başarısızlık nedeniyle intihar ettiği kayıtlara geçmiş bulunuyor.
KHK ile ihraç edilen Eğitim-Sen üyesi öğretmen Engin Karataş “Ya haksızlıkları içime atıp Malatya’daki arkadaşım Bülent Uçar gibi kalp krizi geçireceğim ya da Dr. Orhan Çetin gibi intihar edeceğim ya da kamuoyuna sesimi duyurmaya çalışacağım” [6] diyerek KHK zulmünün nasıl bir çıkmaz dayattığını apaçık ortaya koyuyor.
Öğretmen ve öğretmen adaylarının yaşadığı sorunlar intiharları artırıyor. Sadece 2017 yılında 52 öğretmen ve öğretmen adayı intihar etti. 2018 ve 2019 yılının ilk yarısı eklendiğinde, son iki buçuk yılda intihar eden öğretmen ve öğretmen adayı sayısı 100’ün üstünde. [7] Daha geçen hafta, Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Matematik Öğretmenliği bölümü mezunu, ataması yapılmayan Kevser Abdülkadiroğlu (21) Kastamonu’da intihar etti. [8]
Araştırmalar, raporlar
CHP Emek Büroları’nın hazırladığı ve CHP genel başkan yardımcısı Veli Ağbaba’nın 27 Ekim 2018’de basına duyurduğu rapor “son beş yılda intiharların yüzde 300 arttığını” tespit ediyor. İşçi intiharlarının dünya literatüründe “karojisatsu vakası” [9] olarak tanımlandığını ve borçlarını ödeyemeyen, yoğun iş temposu altında ezilen, işsiz kalma kaygısıyla yaşayan emekçilerin intihara sürüklendiğini vurgulayan Ağbaba, şu değerlendirmeyi yapıyor: “İntiharlar sadece mavi yakalılarda değil, beyaz yakalılarda da hızla artıyor. Sadece 2017 yılında üçü hekim, 53’ü hemşire, 66’sı diğer personelden oluşan 122 sağlık çalışanının intihar ederek yaşamına son vermesi bunun kanıtıdır.”
Türkiye’de son yıllarda artan intihar vakalarını farklı meslek gruplarına göre inceleyen CHP Ankara milletvekili Tekin Bingöl, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, “son altı yılda işe bağlı sebepler yüzünden intiharların beş katına çıktığını” belirtiyor. Hazırladığı raporda sağlık çalışanlarının, öğretmen ve öğretmen adaylarının intihar verilerine yer veren Bingöl, avukatlar arasındaki işsizliğin yüzde 6 düzeyine çıktığını, son bir yılda geçim zorluğu ve baskı sebebiyle 12 avukatın intihar ettiğini vurguluyor. [10]
DİSK Araştırma Merkezi’nin Şubat 2019’da yayınlanan Krizde Emeğin Durumu Raporu’nda [11] ekonomik krize bağlı olarak şirket iflasları, işten çıkarma, ücretsiz izin, üretimi durdurma ve üretimi azaltma sonucunda 2018’de işyerinde meydana gelen bazı intihar ve intihar girişimleri sıralanıyor:
• Amasya’nın Merzifon ilçesinde özel bir şirketin işlettiği maden ocağında çalışan işçiler, maaşlarını düzenli alamadıkları gerekçesiyle eylem yaptı. Bazı işçiler çatıya çıkarak intihar girişiminde bulundu. Çatıya çıkan işçiler ikna edildi. [12]
• Çorum’da bir oto lastikçi işleten 60 yaşındaki Bektaş Keçebaşoğlu alacaklarını tahsil edemediği için kendisini yakarak intihar etti. [13]
• Çanakkale’nin merkez Barbaros Mahallesi’nde yaşayan ve elektrikçilik yapan Ramazan Kavalcı 25 Eylül 2018 Salı günü evinde intihar etti. Borçlarını ödeyemediği ve alacaklıları tarafından sıkıştırıldığı bilinen Kavalcı’nın bu nedenle intihar ettiği öne sürüldü. [14]
• Trabzon’da bir elektrik firmasında çalışan A.Ş. adlı işçi maaşının ödenmemesi nedeniyle kendini yakmaya çalıştı. [15]
• Üsküdar’da bir okulun şantiyesinde bulunan bir vince çıkan Yakup Akça isimli işçi, parasını alamadığı için intihar girişiminde bulundu. [16]
• Torbalı Belediye Hizmet Binası inşaatında, yüklenici firmaya bağlı çalışan 200 taşeron işçi, 70 gündür paralarını alamadıklarını belirterek iş bıraktı. İşçilerden beşi, geçim sıkıntısı yaşadıklarını belirterek alacaklarının hemen ödenmesini istedi ve inşaatı süren belediye hizmet binasının dördüncü katının balkonuna çıktı. İşçiler, bağlı oldukları taşeron firma paralarını hesaplarına yatırınca eylemlerine son verdi. [17]
• Denizli’de toplu konut inşaatında üç aydır verilmeyen ücretlerini almak için işçiler yüksekliği 50 metre olan vincin tepesine çıktı. İşçiler ifadeleri alınmak üzere karakola götürüldü. [18]
2017’de 52 öğretmen ve öğretmen adayı intihar etti. 2018 ve 2019 yılının ilk yarısı eklendiğinde, son iki buçuk yılda intihar eden öğretmen ve öğretmen adayı sayısı 100’ün üstünde.
TBMM: Cevaplanmayan, reddedilen önergeler
En fazla birkaç paragraflık haber olan bu insanların yakınları bir açıklama yapmıyor genellikle. Birçoğu arkasında bir mesaj da bırakmıyor. Mesaj bırakanların bir kısmı içine sürüklendikleri öfke ve çaresizliği anlatıyor, yakınlarından, geride kalanlardan özür diliyor. Meramını apaçık canlı yayında dile getirenler de var. 30 Nisan’da, Aydın’ın Kuyucak ilçesinde yaşayan tarım işçisi Mahmut Uçar (75) ve yine Aydın’ın İncirliova ilçesinde yaşayan 39 yaşındaki Zeki Özer sosyal medyadan canlı yayın yaparak “Bu ülkede yaşamaktan utanıyorum” sözleriyle yaşamına son verdi. [19]
Emek örgütleri yayınladıkları raporlarla işçi intiharlarını ve iş cinayetlerini gündeme getiriyor, muhalefet milletvekileri de bu raporları işsizlik, intihar ve iş cinayetleri hakkında soru ve araştırma önergeleriyle ve kürsüde söz alarak TBMM’ye taşıyor. Ancak, kürsüden yapılan konuşmalar ilgi görmüyor, soru önergeleri yanıtsız bırakılıyor, araştırma komisyonu kurulmasına yönelik önergeler ise iktidar ve iktidar destekçisi partiler tarafından reddediliyor.
Bayram öncesinde CHP ve HDP tarafından işsizlik ve intiharlar hakkında yeni araştırma ve soru önergeleri verildi. 22 Mayıs’ta HDP Adana milletvekili Tulay Hatimoğulları Oruç, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk tarafından yanıtlanmak üzere verdiği “işsizlik verileri ve işçi intiharları” konulu önergede, işsiz intiharlarının sayısı, net işsizlik verileri, açıklanmayan SGK verileri, genç ve kadın istihdamına yönelik çalışmalar soruldu.
23 Mayıs’ta HDP grubunun TBMM başkanlığına ilettiği “kaygı verici boyutlara ulaşan genç işsizliği ve gençlerin yaşadığı sorunların ele alınması” konulu araştırma önergesinde, “Toplam sayısı 13 milyona aşan 15-24 yaş dilimindeki gençlerin işsizliğinden eğitimine, bölgesel farklılıklardan cezaevlerine kadar birçok alandaki sorunların tespiti ve çözüm önerileri için komisyon kurulması” talep edildi.
27 Mayıs’ta yayınlanan habere göre [20] CHP Gaziantep milletvekili İrfan Kaplan, “ekonomik krizin ve işsizliğin intihar girişimlerini de artırdığını” belirterek TBMM’nin bir an önce bu konuda bir araştırma komisyonu kurması talebiyle bir araştırma önergesi verdi. “AKP iktidarıyla birlikte son 17 yılda ne yazık ki işsizliğe dair bir çözüm üretilememiş, aksine her geçen yıl işsizlik artarak istihdam azalmıştır” tespitinin yer aldığı önergede, “Türkiye’de işsizlik ve ekonomik krize bağlı olarak artan intiharlara ilişkin bir harita çıkarılması ve gerekli tedbirlerin ivedilikle alınması gerektiği” vurgulandı.
“İntiharlar sadece mavi yakalılarda değil, beyaz yakalılarda da hızla artıyor. Sadece 2017’de üçü hekim, 53’ü hemşire, 66’sı diğer personelden oluşan 122 sağlık çalışanının intihar ederek yaşamına son vermesi bunun kanıtıdır.”
Meclis gündemine alsın almasın, ekonomik kriz 2019’da da can almaya devam ediyor. Kamuoyu son yıllarda işçi ölümlerini kanıksadı, intiharlar sosyal medyada bile artık pek yankı bulmuyor, ateş düştüğü yeri yakıyor. İntiharları “bunalım” ile açıklayan ana-akım medyanın kolaylaştırıcılığında iktidar-sermaye bloku ekonomik faktörlere bağlı intiharlara karşı sessizliğini koruyor. Bu sessizliğin bozulması için kim bilir daha kaç kişinin intihar eşiğine gelmesi veya intihar etmesi gerekiyor.
“Bunlar” ve “örtülü, kasıtlı cinayetler”
Bartın’ın Amasra ilçesinde bulunan Hattat Holding’e bağlı Hema/Denfa maden işletmesinde çalışan iki işçinin maaşlarını alamadıkları için 80 metre yüksekliğindeki kule vincine çıkarak yaptıkları ve videoyla paylaştıkları eylemle ilgili olarak, 17 Ekim 2018’de BirGün’de yayınlanan haberde, eylemci işçiler Hüseyin Caner ve Vedat Suna’nın şu ifadelerine yer verildi: “Şu bir gerçek; ben ölürsem devlet eşime çocuğuma sahip çıkar, benim yaşamam suç. Çünkü ben ölürsem onları emekli yapacak. Benim yaşamam suç mu ya, böyle mi sahip çıkacaksın benim eşime çocuğuma! Bu iş bir ölümle bitecek. Bir ölüm olursa taşlar yerine oturacak, bunlar bunu istiyor. Bir kişi hayatını kaybederse iş rayına oturacak.” [21]
İntihar girişiminde bulunan işçinin “bunlar” diyerek kimleri kastettiği malûm. Ama keşke mesele “bunlar”dan ibaret olsa. Neredeyse iki asır önce söylenen şu sözler geçerliliğini koruyor:
“Bir insan, bir başkasının ölümüne yol açan bedensel bir zarar verdiği zaman buna adam öldürme diyoruz; saldırgan, vereceği zararın öldürücü olduğunu önceden biliyorsa, o zaman buna cinayet diyoruz. Ama toplum (toplumun egemen gücü, halihazırda sosyal ve siyasal denetimi elinde tutan, o nedenle de bu denetimde pay vermediklerinin durumundan sorumlu olan sınıf), yüzlerce proleteri, çok erken yaşta doğal olmayan bir ölümle karşı karşıya geleceği bir konuma koyduğu zaman, toplumun o yaptığı bir bireyin yaptığı gibi ve aynı kesinlikle cinayettir. Toplum binlerce insanı yaşamın gereklerinden yoksun bıraktığı, içinde yaşayamayacakları konumlara soktuğu, bu binlerce mağdurun yok olacağını bildiği ve gene de bu koşulların sürmesine izin verdiği zaman, toplumun o yaptığı, bir bireyin yaptığı gibi ve aynı kesinlikte cinayettir; örtülü, kasıtlı cinayettir. Kimse katili görmediği için, mağdurun ölümü doğal göründüğü için cinayet gibi olmayan cinayettir; çünkü suç bir şeyi yapmaktan çok yapmamanın sonucudur. Ama cinayettir.” [22]