DERSİM’DE SEÇİM TARTIŞMALARI

Umut Kocagöz
16 Şubat 2019
SATIRBAŞLARI

Ovacık’ın halihazırdaki belediye başkanı Fatih Maçoğlu’nun ocak ayının başında Dersim Demokratik Halk Dayanışması’ndan Dersim merkez için adaylığını açıklamasıyla kentteki ittifak tartışmaları alevlendi. Maçoğlu resmen TKP’den aday olurken, 31 Ocak’ta HDP, EMEP, ESP, Partizan, DBP ve TİP’ten oluşan Dersim Devrimci Güç Birliği iki eş başkan adayını, Nurşat Yeşil ve Hıdır Demir’i kamuoyuyla paylaştı. Kentteki bu ayrışma ne mânâya geliyor? Ne gibi sonuçlara gebe? Dersim’e yakın plan yapıyoruz…
HDP, EMEP, ESP, Partizan, DBP ve TİP’ten oluşan Dersim Devrimci Güç Birliği

Ocak’ın 23’ü, Dersim’in Ovacık ilçesinde sokaklarda insan boyunu aşan kar var. Hemen her binanın çatısında buzlar oluşmuş. Gün içinde en çok yol açma makineleri çalışıyor, insanlar kar kürüyor. Köy yollarının çoğu kapalı.

Ovacık’a geliş sebebimiz tarımsal kalkınma kooperatifi hakkında bilgi almak olsa da, yerel seçimlerin arifesinde, güncel siyasi tartışmalara ilgi göstermemek imkânsız. Kooperatif çalışmaları karlı kış döneminde paketleme ve sevkiyat işleriyle sınırlı. Buzlar eriyip kar kalkınca yeni ekim-dikim dönemi başlayacak. Hayvancılıkla uğraşan köylerde ise hummalı faaliyet devam ediyor.

Ovacık’taki sohbetler yönetmenliğini Kartal Tibet’in yaptığı Deli Deli Küpeli (1986) filmini akla getiriyor. Kooperatif faaliyetlerinin Türkiye konjonktüründe yarattığı heyecanın bunda payı var. Filmi kısaca özetleyelim: 12 Eylül darbesi yapılmış, ülkedeki tüm bürokratlar görevden alınmış. Akıl hastanesinden kaçan iki kişi, kaymakam bekleyen, kar içinde bir beldede bulur kendilerini. Halk tefeci-esnafın zulmünden yakınmakta, devletin işlere el koymasını beklemektedir. Akıl hastanesi kaçaklarından biri buzlar çözülene kadar köyde kaymakam rolü oynamaya itilir. İkili idareyi devralır ve köydeki antidemokratik uygulamalara birer birer son verir. Tefeci esnafın faaliyeti durdurulur, halkı soyan ve sömürenler cezalandırılır. Ancak buzlar çözülmeye başlayınca, gerçek kaymakam ortaya çıkar, ikili beldeyi terk edip kendilerine karla kaplı başka bir yer aramak üzere yola koyulur.

Film, seçim döneminde birçok yerde yaşadığımız alternatifsizlik hissini hatırlatıyor. Alternatif, dayanışmacı örgütlenmelerin karşısında devlet baskısı, düzen partilerinin seçim sürecini ele alışları, kayyumlar, tutuklama ve KHK sopası toplumdaki bu hissi pekiştiriyor. Ovacık gibi 6 bin nüfuslu küçük bir ilçedeki olumlu faaliyetler böyle bir konjonktürde değerli bulunuyor. Fatsa, Amed, Mazgirt, Samandağ, Akdeniz (Mersin) ve başka yerel yönetim deneyimlerinin mirası buraya yansıyor.

Öte yandan, Dersim’de yerel seçimler öncesi yaşanan ayrışma ilçede olanca ağırlığıyla hissediliyor. İlk defa ayak bastığımız Dersim’de, coğrafyanın tarihine özgü karmaşık dengeleri yaptığımız görüşmelerle anlamaya çalıştık.

Dersim merkezde adaylık tartışması

Kasım 2018’de Dersim’de düzenlenen Yerel Seçim Forumu, farklı bileşenlerin ortaklaşabileceğine dair bir umut yarattı. Çeşitli parti, kurum ve kuruluşların katıldığı forumda en geniş ve kapsayıcı seçim birlikteliğinin oluşabileceği kanısı güçlendi. Ancak, akabinde kurumlar arasında yapılan görüşme ve tartışmalarda uzlaşma sağlanamadı. Ardından Ovacık Belediyesi’nin mevcut başkanı Fatih Maçoğlu’nun Dersim merkezden aday olmasıyla tartışmalar iyice alevlendi.

Maçoğlu belediye seçimlerine Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), TKP ve TKH’nin içinde yer aldığı Dersim Demokratik Halk Dayanışması (DDHD) adına katılıyor. Maçoğlu resmi olarak TKP’nin adayı. DDHD merkez ve diğer ilçe adaylarını ocak başında açıkladı. 22 Ocak’ta Dersim merkezde yapılan bir etkinlikle seçim çalışmasına başladı. HDP, EMEP, ESP, Partizan, DBP ve TİP ise 31 Ocak’ta Dersim merkezde yapılan bir etkinlikle kayyuma karşı Dersim Devrimci Güç Birliği’nin (DDGB) kuruluşunu ilan etti. DDHD her seçim bölgesi için bir aday çıkarırken DDGB Dersim merkez, Ovacık, Akpazar, Nazımiye ve Hozat için eşbaşkanlık ilkesiyle bir kadın, bir erkek aday belirledi. DDGB’nin merkez ilçesi eş başkan adayları Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri (SES) şube başkanı Nurşat Yeşil ve EMEP ilçe başkanı Hıdır Demir.

Adaylık ve ittifak tartışmaları adayların nasıl belirleneceği, ön seçimin yapılıp yapılmayacağı, eş başkanlık ve temsiliyet gibi başlıklarda düğümlendi. 2014 seçimlerinde HDP’nin kazandığı ve kayyum tarafından el konulan yüzlerce belediyeden birinin de Dersim merkez belediyesi olması ve bu belediyeye başka bir örgütlenmeden aday çıkması tartışmaların arkasında yatan temel gerilimden biri. HDP kayyumlara karşı belediyeleri geri almaya yönelik bir politika izliyor. Bu süreci yerellerdeki dinamikleri göz önüne alan bir ittifak tartışması üzerinden yürütüyor. DDHD ise sosyalist adaylarla seçimlere girmenin esas olduğunu savunuyor ve bunun propagandasını yürütüyor. Öte yandan, DDGB’nin bileşenlerinin ve adaylarının sosyalist olmadığını iddia etmek mümkün değil. Dolayısıyla, esas olarak adaylarda bir ortaklaşma yaşanamadığı kanısı güçleniyor.

DDHD sosyalist adaylarla seçimlere girmeyi savunuyor. Öte yandan, DDGB’nin adaylarının sosyalist olmadığını iddia etmek mümkün değil. Dolayısıyla, esas olarak adaylarda bir ortaklaşma yaşanamadığı kanısı güçleniyor.

Maçoğlu’nun Dersim merkez adaylığı Ovacık’ta hayata geçirilen başarılı örgütlenme merkezli tartışılıyor. Öte yandan, SMF’de cisimleşen hareketin 2004 yılına uzanan bir yerel yönetim tecrübesi var. 2004’te önce Hozat’ta, sonra Mazgirt’te ve en son da Ovacık belediyesinde uygulamaya konan programa Devrimci Halkçı Yerel Yönetim Programı adını veriyorlar. 2011 Aralık ayında Ankara’da yapılan Devrimci Halkçı Yerel Yönetimler Sempozyumu’nda program etraflıca tartışılmışsa da, programın detaylarına erişmek mümkün değil. DDHD, DDGB’den farklı bir seçim süreci örgütlemesinin nedeni olarak bu programı gösteriyor. Bu farkın ne olduğu ise kapalı kutu. Örneğin, muhtemel bir ittifakta DDGB’nin halihazırda işleyen kooperatifçiliği sürdürmeyeceğine dair bir emare olmadığı gibi, kooperatifçilik HDP programının da zaten bir parçası. Bu bağlamda geçmiş seçimlere kısaca bakalım.

Önceki yerel seçimlerde ilçelerin durumu

28 Mart 2004 yerel seçimlerinde Hozat’ta Hozat Demokrasi Platformu etrafında bir araya gelen bileşenlerin bağımsız adayı Cevdet Konak Devrimci Halkçı Yerel Yönetim Programı’nın temsilcisi olarak seçildi. Bu seçim döneminde merkezde Demokratik Güç Birliği adıyla seçimlere katılan HDP öncülü DEHAP, Songül Erol Abdil ile SHP üzerinden belediyeyi aldı.

29 Mart 2009 yerel seçimlerinde Dersim merkez ilçede Demokratik Toplum Partisi (DTP) Edibe Şahin ile seçimleri kazanırken, SMF öncülü Dersim Demokratik Haklar Derneği’nin adayı olan ve bağımsız olarak seçimlere katılan Murat Kur ikinci oldu. O dönem, Kur’un adaylığının da günümüzde Maçoğlu’nun adaylığı gibi tartışmalara yol açtığını kaydedelim. AKP seçimlerde üçüncü gelirken CHP Kur’un oylarının yarısı kadar oy alarak dördüncü sırada yer aldı. Hozat belediyesini yine bağımsız aday Cevdet Konak kazanırken, Mazgirt belediyesini ise EMEP’ten seçimlere giren DDHD adayı Tekin Türkel kazandı.

Geçmiş seçim sonuçlarından gördüğümüz üzere, iki farklı adayın olması seçimlerin kaybedileceğine dair kötümserliğe kapılmayı gerektirmiyor. Mevcut bölünmüşlük CHP’ye yarasa da, partilerin çalışmaları ve tartışmalar sonuçta belirleyici bir rol oynayacak.

30 Mart 2014 yerel seçimlerinde Dersim merkezde BDP adayı Mehmet Ali Bul seçimleri kazanırken CHP ikinciliği elde etti. DDHD’nin bağımsız adayı Ali Tacar bir önceki seçimlerde Murat Kur’un aldığı oyların neredeyse yarısı oyla üçüncü oldu. Hozat’ta mevcut başkan Cevdet Konak bağımsız olarak seçime girerken, Hozat Halk Dayanışması adayı Kahraman Kılıç ise TKP’den seçime girdi. Belediyeyi 50 oy farkla CHP adayı Celaleddin Polat kazandı. Mazgirt’te Tekin Türkel bu sefer Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) adayı olarak seçimleri kazandı. Ovacık’ta DDHD’nin adayı olarak TKP’den aday gösterilen Fatih Maçoğlu, BDP adayı (bir önceki CHP belediye başkanı) Mustafa Sarıgül’ü 49 oy farkla geçerek belediyeyi kazandı.

Bu tablodan, son üç yerel seçimde çeşitli ittifakların işlediğini, aynı zamanda farklı güçlerin bu ittifaklar içerisinde farklı adaylarla seçimlere katıldığını görüyoruz. İttifak bileşenlerinin, yapılan ittifakların hangi örgütlerce temsil edildiğinin de farklı seçim dönemlerinde değiştiğini gözlüyoruz. Örneğin, Hozat’ı Devrimci Halkçı Yerel Yönetim Programı ile 2004 ve 2009 seçimlerinde bağımsız aday olarak kazanan Cevdet Konak, 2019 seçimleri için Dersim merkezde HDP’den aday adayı oldu. Bugün ayrı ittifaklarda yer alan kişi ve örgütler geçmişte çokça beraber çalışmışlar. Çok çeşitli ittifaklar sonunda adayların başarısı farklı kesimleri ikna etme kabiliyetlerine, toplumsal program ve seçim vaatlerine, geçmiş icraatlarının toplumdaki etkilerine, ama belki de en önemlisi ülkeye hâkim siyasi atmosfere bağlı gözüküyor.

Ovacık belediye başkanı Fatih Maçoğlu, TKP’nin Dersim merkez adayı oldu

Tartışmaların yansımaları

Dersim özelinde bugün yaşanan tartışma esas itibariyle zaman zaman beraber çalışmalar yapmış, örneğin 2018 Haziran seçimlerinde beraber hareket etmiş iki politik hareketin farklı siyasal yollar inşa etmeye karar vermesi olarak değerlendirilebilir.

Sokakta, kahvede, köyde dinlediklerimizi özetleyelim. Öncelikle, AKP ve CHP karşısında iki adayın çıkması, halkta endişe ve kızgınlık yaratmış. Oluşan iki cephenin de sorumlu davranmasını ve halkı bölmemesini isteyenlerin sesi yükseliyor. Cepheleşmeden dolayı oy vermeyi düşünmeyenler dahi mevcut. Aşiretler arasındaki dengenin seçim sonuçlarını belirleyeceğine, sözü geçen “büyüklerin” işaret edeceği partinin kazanacağına dair bir görüş de var. Özetle, partiler nezdindeki bölünme halka da ziyadesiyle yansımış. SMF’nin aldığı pozisyonu demokratik bulmayanlar, örgütün adaylarını erkenden açıklayarak kendini dayattığını düşünüyor. İki eleştiri de Maçoğlu’nun kayyumla fotoğraf çektirmesi ve Dersim’e Tunceli demesi üzerinde duruyor. Bu yüzden Dersim halkının küçük düşürüldüğünü dile getirenler var. Sokakta Maçoğlu’nun “kendini dayatmasını” baskıcı egemen zihniyetin devamı olarak gören daha sert bir yaklaşım da gözlemleniyor.

HDP Dersim merkezi alırsa SMF’nin kooperatifçilik birikiminden ne ölçüde faydalanılabilir? Ne tür ortaklıklar kurulabilir? Kayyum tehdidine karşı kooperatifleşme pratikleri yeterli bir alternatif olur mu? Bunlara kafa yormak farklılaşmanın yarattığı olumsuzlukları yatıştırabilir.

Elbette bu genel tablonun arka planında HDP’nin kayyum atanan yerleri geri alma azmi de yatıyor. 31 Ocak’ta DDGB’nin kuruluşunun açıklandığı toplantıda konuşan HDP eş genel başkanı Sezai Temelli, Dersim’deki güç birliğinin, kayyumları süpürecek stratejinin bir parçası olduğunun altını çizdi. Eşbaşkan adaylarından Hıdır Demir’in EMEP geleneğinden geldiğini hatırlatalım. Dolayısıyla, HDP’nin de içinde yer aldığı güç birliği, HDP’li adaylar dışında da bir tabana hitap ediyor.

SMF cephesinde ise, sosyal medyada çıkan haberler ve yorumlardan, Maçoğlu’na ve SMF’ye yönelik ağır ithamlardan dolayı bir rahatsızlık söz konusu. SMF ittifakının temelinde bir program olduğunu, Ovacık’ta inşa edilen belediyecilik modelinin bu ittifak tartışmasının temelinde yer aldığını ifade ediyor. SMF ve HDP arasında daha önce ittifaklar yapıldığı, SMF temsilcilerinin HDP’den milletvekili olduğu, 2018 seçimlerinde Maçoğlu’nun HDP için çalışma yaptığı ifade ediliyor.

Önemi bir nokta da, Ovacık ve kooperatifçilik faaliyetlerinin tartışmanın merkezinde yer almaması. DDHD’nin Ovacık adayı Hayati Güngören tutuklu. SMF Ovacık Meclisi, Güngören adına seçim çalışmaları yapıyor. Güngören cezaevinden çıksa bile, Ovacık’ı kolektif bir meclisle yönetmek istediklerini söylüyorlar. Sokakta ise bu iyimserlik yanında farklı görüşler de mevcut. Maçoğlu’nun en azından bir dönem daha başkan olmasını isteyenler var. Halk meclislerine gösterilen ilgi OHAL süreciyle düşmüş, kolektif yönetim imkânları zayıflamış.

Geçmiş seçim sonuçlarından gördüğümüz üzere, iki farklı adayın olması seçimlerin kaybedileceğine dair kötümserliğe kapılmayı gerektirmiyor. Her ne kadar mevcut bölünmüşlüğün CHP’ye yaradığı ifade edilse de, partilerin, adayların seçim sürecinde yapacağı çalışmalar ve tartışmalar sonuçta belirleyici bir rol oynayacak.

Geleceğe dair sorular

Ovacık’ta başlayan kooperatifçilik deneyimi, bölgede yaşayanların üretim kapasitesini artırmak ve yaygınlaştırmak, gıda hakkı perspektifiyle üreticiden tüketiciye gıda zinciri inşa etmek açısından bir görünürlük yarattı. Çiftçilerin ürünlerinin aracıdan, tefeciden kurtarılarak kooperatif vasıtasıyla pazarlanması, ürün bedellerinin zamanında ödenmesi, üretimin teşvik edilmesi, yerel tohumların çoğaltılması ve köylüye dağıtılması, doğal ve nitelikli ürünlerin adil fiyattan satılması, halk nezdinde bir güven inşa etti. Aynı zamanda, Dersim dışında bu görünürlük popüler bir ilgiye dönüştü. Belediye toplantılarının bir genel meclis şeklinde yapılması, belediye başkanının ulaşılabilir olması, yıllık gelir-gider hesaplarının kamuoyuyla paylaşılması, adil bir yönetim anlayışının tesis edilme çabası olarak görülüyor. Ovacık’ta ulaşımın ücretsiz olması ve suyun ucuza verilmesi de halkçı belediyeciliğin bir parçası olarak değerlendiriliyor. SMF, bu tür pratiklerin Dersim merkezde de hayata geçirileceğini söylüyor. Ama şu iki nokta hâlâ geçerliliğini koruyor: İlki, bu türden uygulamaların daha geniş bir ittifakla da hayata geçirilme imkânı. İkincisi, kayyum tehdidi altında sadece HDP’nin olmaması, “haddini aşan” olası ilerici uygulamaların pekâlâ kayyumla Dersim merkezde de engellenebileceği.

AKP ve CHP karşısında iki adayın çıkması, halkta endişe ve kızgınlık yaratmış. Oluşan iki cephenin de sorumlu davranmasını ve halkı bölmemesini isteyenlerin sesi yükseliyor.

Önemli tartışma başlıklarından bir diğeri ise HDP’li belediye deneyimlerinin Ovacık benzeri bir etkiyi neden yaratamadığı. Ancak HDP’nin belediye deneyiminin başarılarını ve eksikliklerini kendi özgün koşullarında ele almak, birbirinden çok farklı dinamikleri aynılaştırma ve kıyaslama hatasına düşmekten kaçınmak gerekiyor. Bu açıdan Ovacık bir kıyas noktası değil, kendi iç dinamikleri içinde ele alınacak bir deneyim. Ancak bu şekilde, Ovacık deneyiminin mevcut tarihsel sınırları ve koşulları ortaya çıkabilir, eleştirel gözle buradaki pratik değerlendirilip güçlendirilebilir. Aynı zamanda, devletin HDP’ye yönelik baskı politikasını, atadığı kayyumları da değerlendirme yaparken asla gözardı etmemek gerekiyor.

Geleceğe yönelik daha önemli bir soru ise Devrimci Halkçı Yerel Yönetim Programı ile HDP’nin yerel yönetim programının ne ölçüde ortaklaşabileceği ve benzer uygulamalar geliştirebileceği. 31 Ocak’taki etkinlikte DBP Eş Genel Başkan Yardımcısı Halide Türkoğlu, Dersim’de kurulan güç birliğinin dayanışma ağlarının örülmesi için fırsat yarattığını vurguladı. Örneğin, DDGB’nin Dersim merkezi alması durumunda SMF’nin kooperatifçilikte geliştirdiği birikimden ne ölçüde faydalanılabilir? Dersim merkez ve diğer ilçelerde ne tür işbirlikleri geliştirilebilir, ne tür ortaklıklar kurulabilir? Olası bir kayyum tehdidine karşı kooperatifleşme pratikleri yeterli bir alternatif olarak ortaya çıkabilir mi? Bu tür ortaklaşmalar üzerine kafa yormak mevcut farklılaşmanın yarattığı olumsuzlukları yatıştırıcı bir ekti yaratabilir. Tartışma müşterekleştiği ölçüde, İstanbul, İzmir, Mersin, Diyarbakır, Artvin, Ankara ve diğer illerdeki tartışmaları da besleyebilir.

Nisan, Newroz ertesinde baharın başlangıcı. 1 Nisan’da buzların ne kadar eriyeceğini, buzdağının arkasında ne tür gerçeklikler yattığını hep beraber göreceğiz. Dileyelim bu bahar yeni tohumların farklı yerlerde atılmasının, yeni umutların filizlenmesinin başlangıcı olsun.

^