12 Eylül rejiminin üçe böldüğü 1970’lerin efsane mahallesi 1 Mayıs’ta, dikkate değer bir yerel seçim hamlesi var: “Söz, yetki ve karar alacak mahalle meclisleri”nin kurulması, bu meclisler eliyle 1 Mayıs’ı yeniden yekvücut bir mahalle haline getirmek ve örnek bir yerel yönetim modeli geliştirmek. Bu hedef doğrultusunda kampanya yapan üç muhtar adayını dinliyoruz.
Bildirgenizde, “Söz, yetki ve karar alacak mahalle meclisini kuralım” diyorsunuz. Nasıl bir meclis bu?
Derya Yüksel: Oturduğumuz mahalle ile ilgili bir muhtar ve bir heyet seçiyoruz ve onlar bize danışmadan kararlar alıyor. Biz buna karşı olarak “bu mahalle hakkında söz sahibi olmak istiyorum” diyenler için bu meclisleri kurduk. Mahallenin ihtiyaçlarını belirleyecek olanlar mahallenin kendisi olsun istiyoruz.
Mehmet Taş: Mahalle hakkında bir iş yapılacaksa mahallelinin haberi olsun. Mesela müteahhitlerle görüşülüyor, haberimiz olmuyor.
Engin Gürbüz: Mesela belediye meclisini düşünün… Belediye başkanı muhtara der ki “ne sorununuz var sizin?” Muhtar sorunları sayar, aza heyetiyle yapabileceklerini yapar. Böyle bir meclisten bahsetmiyoruz. Tamamıyla ne yapılacağına veya ne yapılmayacağına karar veren bir meclisten bahsediyoruz. Bazı belediye başkanı adayları “kent meclisleri kurarak yöneteceğiz” diyorlar. Bizim tarif ettiğimiz mahalle meclisiyle onlar birbirinden farklı. Mahallelinin sorunlarını bir üst kurula ilettiği bir meclisten bahsetmiyoruz. Yöneten, karar alan, muhtarı kendisine tabi kılan bir meclisten bahsediyoruz.
Projemizi kahvelerde anlatınca, insanlar “siz eski 1 Mayıs mahallesini mi kurmak istiyorsunuz?” dediler. Evet, biz onu canlandırmak istiyoruz. Yöneten ve tam yetkili bir meclisten bahsediyoruz.
Siz üçe bölünen 1 Mayıs mahallesinin üç ayrı her bölgesinden aday oluyorsunuz, mahalleleri birleştirme hedefinden bahsediyorsunuz. Bu hedefinizin sebepleri neler?
Gürbüz: Mahalle ilk kurulduğunda devrimciler buraya “1 Mayıs” ismini veriyor. ‘80 darbesi ile birlikte ismi “Mustafa Kemal” olarak değiştiriliyor ve mahalleye karakol kuruluyor. Ama bu mahallenin muhalif kimliği karşısında karakol direnemiyor ve kapatıp gidiyorlar. Devlet kendi güvenlik güçleriyle teslim alamadığı mahalleyi başka şekillerde teslim almaya çalışıyor. Uyuşturucu ve çeteleşme bunların başında geliyor. Asıl gaye mahalleliyi buradan sürgün etmek. O yüzden kentsel dönüşüm uygulamalarını burada hayata geçirmeye çalışıyorlar. Bu mahallenin çok sağlam bir dokusu var. Tokatlı ve Bayburtlu aynı masada oturur. Kentsel dönüşüm hayata geçmeye başladığında bu mahallenin karşı koyuşunu önceden görebiliyorlar tabii. Bu yüzden mahalleyi parçalamaları gerekir ki parça parça bu politikayı uygulayabilsinler. 2007 ve 2009 arasında mahalleyi üçe böldüler. Resmi olarak Aşık Veysel Mahallesi, Mustafa Kemal Mahallesi, Yenişehir Mahallesi olarak üç parçaya ayrıldı. Asıl dertleri kentsel dönüşümü bu mahallelere uygulamak. Özellikle 2012’de çok ciddi bir şekilde hissetmeye başladık bunu. Bu uygulamalarda başarı kazandıklarını söyleyebiliriz. O yüzden dedik ki “devlet buraları yıkmak için böldüyse bizim de yıktırmamak için birleştirmemiz lâzım.” Ve Mustafa Kemal Mahalleleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği kuruldu 2012’de. Belki resmi olarak birleştiremeyecektik, ama fiili olarak birleştirme şansımız vardı. Aşık Veysel mahallesinde bir problem olduğunda Yenişehir mahallesinin buna dahil olacağı bir durum yaratmak istedik.
1 Mayıs mahallesi için öncelikli sorunlar neler? Meclislerde hangi sorunlara yoğunlaşılıyor?
Taş: Yenişehir mahallesi için söylüyorum, birinci sorunumuz kentsel dönüşüm. Çünkü imar yasası çıktı çıkacak ve rantçılar buraya girecek. O yüzden birinci sorunumuz barınma hakkımız. İkinci sorunumuz uyuşturucu ve çeteleşme meselesi. Ataşehir’de yapılan Finans Merkezi projesi bittikten sonra orada çalışacak kişiler için Mustafa Kemal mahallesine yapılması planlanan konut projeleri var. İmar planlarında gördük bunu.
Gürbüz: Kentsel dönüşüm en yakıcı gündemimiz. Ama ortak bir isteğimiz daha var. Biz 1 Mayıs mahallesinin birleşmesini istiyoruz. Devlet bizi böldü, biz tekrar birleşeceğiz. Eski 1 Mayıs mahallesinin sınırlarının tekrar yekvücut olmasını istiyoruz. Birincil gündemlerimizden biri bu olacak. Sınırlar birleşirse kentsel dönüşüm projeleri “çöp” olacak.
1 Mayıs geçmişte politik hareketliliğin çok yoğun yaşandığı bir mahalle. O tecrübelerin ne gibi bir katkısı oluyor?
Gürbüz: O günlerle bugünlerin birçok bağı var. 1977’de mahallede kararları herhangi bir siyasi kurum almıyor. Bu mahallede oturanların, bu mahallede devrimci mücadele yürütenlerin dahil olduğu “halk komiteleri” var. Mahallede elektrik sorunu mu yaşanıyor, bunun nasıl çözüleceğine bu halk komiteleri karar veriyor. Kendi sorunlarını bu şekilde çözüyorlar. Bu projemizi kahvelerde anlatınca, insanlar “siz eski 1 Mayıs mahallesini mi kurmak istiyorsunuz?” dediler. Evet, biz onu canlandırmak istiyoruz. Danışılan bir meclisten bahsetmiyoruz. Yöneten ve tam yetkili bir meclisten bahsediyoruz.
Yüksel: Mahalle meclisinden kastımız bu mahallede oturan halkın kurduğu meclisler. Siyasi partilerden ve derneklerden bağımsız meclisler bunlar. Bu mahallede yaşayanlardan, her sokaktan temsilcilerle oluşacak meclisler.
Mahalle meclisinden kastımız, bu mahallede oturan halkın kurduğu meclisler. Siyasi partilerden ve derneklerden bağımsız meclisler bunlar. Bu mahallede yaşayanlardan, her sokaktan temsilcilerle oluşacak meclisler.
Şeffaflık özellikle üzerinde durduğunuz bir husus. Bunun yöntemini nasıl kuracaksınız?
Yüksel: Muhtarlığın çok büyük bir geliri var demiyoruz. Ama ne kadar geliri varsa –ayda elli lira da olabilir, yüz milyar da– nereye aktaracağını mahallenin kendisinin karar vermesi gerekir. İkincisi, bu gelirlerin nereden gelip nereye gittiğini mahallelinin veya mahalle dışından insanların gelip denetlemesini sağlayacağız. Yani hesap sorabilme hakkı da var.
Gürbüz: Bir mahalle meclisi kurduğunuzda şeffaflık kendiliğinden üst seviyede olur. Şeffaflık derken hep ekonomik anlamda algılanıyor, ama örneğin muhtar, belediye ile bir görüşmeye gidiyor. Biz şunu önerdik: “Muhtar hiçbir görüşmeye tek başına gidemez.” Azası ile de gidemez. Muhtar görüşmeye mahalle meclisinin görevlendirdiği insanlarla gidebilir. Özel görüşme talep edildiğinde bile bu özel görüşmeye mahalle meclisinin denetiminde gidilecek.
Gelirlerin dağıtımında mahalle meclislerini yetkilendiriyorsunuz. Bu süreç nasıl işleyecek?
Yüksel: Muhtarlık gelirlerini dağıtırken her sokaktan gelen temsilci arkadaşlara mahallenin neye ihtiyacı olduğunu soracağız. Hangi öğrencinin bursa ihtiyacı var, hangi ailenin ekonomik desteğe ihtiyacı var, bunları tartışarak belirleyeceğiz. En elzem ihtiyacı belirleyecek olan muhtar değil, mahalleli karar versin diyoruz.
Meclisleşme pratiğinin artmasında iktidarın gitgide yekpare bir blok haline gelmesi mi etkili oldu?
Taş: Evet, blok olarak istediğini dayatan bir sistem var. Buna karşı meclisleşmekten başka çare yok. Sulukule’de böyle bir meclis, böyle bir dayanışma yoktu. İnsanları sürdüler Kayabaşı’na, yerlerinden ettiler. Keza Sarıyer-Derbent’te öyle yaptılar. Birçok mahallede bu sorunlar yaşandı.
Gürbüz: Şu an bir dizi mahallede “biz meclislerle şehrimizi güzelleştireceğiz” deniyor, aslında genel siyasi erke bir şey söyleyememenin üstünü örtmek amaçlanıyor. Başka yerlerdeki örneklerin çoğunda “saraya karşı bir mahalle meclisi” dendiğini göremezsiniz. Ne görürsünüz? “Şehrimizi çiçek gibi yapacağız, o yüzden meclise ihtiyacımız var”ı görürsünüz. Saraya karşı bir şey söyleyememenin getirdiği bir söylem bu. Sol bir iddianız olduğunda size şunu sorarlar. ‘Tepemizde bir iktidar var, bu konuda ne yapmamız lâzım?” Buna bir yanıt vermeniz lâzım: İktidara yönelik bir yanıtları olmadığında, “yerelin sorunlarıyla ilgilenmek için muhtar veya belediye başkanı olmamız lâzım” derler. Bu aslında bir “kaçış rampası”. Bizim mahalle meclisi tarifimiz bir “kaçış rampası” değil, bunu ayırt etmek lâzım.
Meclisleşme pratiğini yaymak için yaptığınız çalışmalar, farklı mahallelerle dayanışma yöntemleriniz var mı?
Taş: Mahalle meclisi olarak sadece üç mahallede varız. Ama ilerde yeni meclisler doğacaktır. Şu anda Gülsuyu’nda böyle bir proje var, üzerinde çalışılıyor. Mahalle meclisleri gelişecek, çünkü bu meclisler olmazsa demokrasi olmaz.
Gürbüz: İlk elden mahallemizde bulunan kurumlara gittik. Yöre derneklerine, siyasi kurumlara, irili ufaklı faaliyet yürüten her kuruma ulaştık. Elimizin yettiği her yere ulaşmak gibi temel derdimiz var. Memleketin her yerini kapsayabilecek bir proje olduğunu düşündüğümüzden her yere taşımaya çalışıyoruz bunu.
Mahalleyi yöneten muhtarlar, bizden olsa bile tek başlarına oldukları müddetçe devletin muhtarı olmaya adaydır. Bir mahalle meclisi olmadığı müddetçe, muhtar devletin muhtarı olmaya mahkûmdur.
1 Mayıs mahallesi bir yandan kalabalık ve kozmopolit bir mahalle. Bu farklılıkların temsilini mahalle meclislerinde görebiliyor muyuz?
Taş: Mesela ben CHP’liyim, mecliste HDP’li de var, muhafazakârlar da var.
Gürbüz: Muhtarlık öncesinde yürütmüş olduğumuz çalışmalar muhtarlık sonrasındaki faaliyetlerimizin ön adımı oluyor. Bu muhtarlık çalışmamızı istediğimiz yönetimin yöntemine benzer şekilde yapıyoruz. Her hafta otuz-kırk kişilik toplantılarımız oluyor ve kararları ortak alıyoruz. Aslında mahalle meclisinin çekirdeğini kurmuş oluyoruz. Herkesin eşit söz hakkı var. Giderlerin hepsini ortak karşılıyoruz.
Daha önce ne gibi çalışmalar yürüttünüz?
Gürbüz: Senelerdir Mayısta Yaşam Kooperatifi’nde yaptıklarımız, Mustafa Kemal Mahalleleri Derneği’ndeki faaliyetlerimiz, Gezi sonrasındaki forumlardaki çalışmalar, mahallede uyuşturucu ve çeteleşmeye dair verdiğimiz mücadeleyi örgütlerken yaptığımız çalışmalar… Bunların hepsinin içinde olanlar bu mahalle meclisi projesini geliştirdi. Bu projenin çok ciddi bir albenisi var. İnsanlar “öbürünün ‘filanca yer’li olmaktan başka bir özelliği yok, ama sizde bir proje var” diyor. O yüzden mesela Aşık Veysel mahallesinde “iki” muhtar adayı var. Biri biziz, diğeri onların hepsi. Mahalleyi yöneten muhtarlar, bizden olsalar bile, tek başlarına oldukları müddetçe devletin muhtarı olmaya adaydır. Devletin çıkarları ile 1 Mayıs mahallesinin çıkarları örtüşmez. Bir mahalle meclisi olmadığı müddetçe, muhtar devletin muhtarı olmaya mahkûmdur.
Birinci sorunumuz kentsel dönüşüm. Çünkü imar yasası çıktı çıkacak ve rantçılar buraya girecek. O yüzden birinci sorunumuz barınma hakkımız.
Seçim çalışmalarınızı nasıl yürüttünüz? İnsanların tepkisi nasıl “mahalle meclisi” fikrine?
Yüksel: Bu fikri duyduğunda heyecanlanan, ama bunun olacağına inanmayan bir kesim var. “Muhtarlıktan bir şey beklemiyorum” diyenler var. Bu projeyi okuduğunda “ben ne yapabilirim?” diyenler de var. Siyasi faaliyet yürütmeyen bir yöre derneğine bu projeyi anlattığımızda “biz ne yapabiliriz?” diyenler de var. Genelde iyi tepkiler alıyoruz. Ama sandıkta nasıl bir sonuç alırız onu bilmiyoruz.
Taş: Bizim bölgemiz aydın olsa da “bölgecilik” halen devam ediyor. Projeyi okuyor, beğeniyor, ama muhtar adayı hemşerisi değilse mesafeli duruyor.
Yüksel: “Diğer muhtar adaylarının broşürlerinde, nereli olduğu, nerede okuduğu yazıyor, ama sizin broşürünüzde farklı bir şeyler var, dediklerinizi yapamasanız dahi sırf bu yüzden size oy vereceğim” diyen insanlar var.
Sizler nerelisiniz, nerelerde okudunuz, hangi işleri yaptınız, bugüne dek nasıl bir siyasal faaliyet içinde yer aldınız?
Gürbüz: Tokatlıyım. Üniversite eğitimi için İstanbul’a gelmiştim. İstanbul’a geldiğim sene devrimci siyasetin içine girdim. Komünistim. 2003’ten beri bu mahalledeyim. Bu mahallede birçok siyasi faaliyete dahil oldum. 15 yıldır Mayısta Yaşam Kooperatifi’nde gönüllü öğretmenlik yapıyorum. Eğitimde ayrıcalık olmasına karşı mücadele hattı geliştiren bir kooperatif bu. 1 Mayıs mahallesi ile ilgili birçok sorunla haşır neşir oldum. Geçmişte birçok yıkım görmesine rağmen boyun eğmemiş bir mahalledeyiz. Bu kimliği yaşatmak isteyenlerden biriyim.
Taş: Malatyalıyım. 25 yıl devlet memurluğu yaptım. Anadolu Yakası Malatyalılar Federasyonu ve Mustafa Kemal Mahalleleri Derneği başkanıyım.
Yüksel: Kahramanmaraş, Elbistan’da doğdum. 1987’de ekonomik ve siyasi nedenlerden İstanbul’a göç ettik. Otuz yıldır 1 Mayıs mahallesinde oturuyorum. Bu proje ile ilk tanıştığımda kendime sorduğum ilk soru şu oldu: “Otuz yıldır bu mahallede oturan biri olarak varolan muhtarlık sistemini hak ediyor muyum?” Klasik muhtarlık sistemini değil, mahalle halkından oluşan bir meclisi, mahalle halkıyla karar alacak bir muhtarlık sistemini hak ediyorum diye aday oldum.
Son söz?
Taş: Mahalle meclisi burada bir netice alabilirse Türkiye’ye yayılabilir. Birçok ülkede zam yapılırken bile referandum oluyor. Ama Türkiye’de mahalleye AVM projesi yapıyorlar, mahallelinin haberi yok. Mahalle meclisine sormadan bir şey yapmak doğru değil.
Gürbüz: Bu memlekette en küçük hakkı almak için bile saraya karşı mücadele etmek gerekir. O yüzden de bu muhtarlık çalışmalarının saraya karşı emekçilerin mücadelesini büyütmesine hizmet etmesi gerekir. Eğer buna hizmet ediyorsa anlamlıdır, yoksa basit bir muhtarlık hizmetine dönüşecektir. Doğru bir şey yapıyorsanız mutlaka alıcısı olacaktır. Sayıları az olabilir, ama o insanlar sizi bırakmaz. Yeter ki doğru bir şey yapılsın.