Kars Belediyesi ve eşbaşkanları hedef tahtasında. İşin içinde fiziki saldırı da var, psikolojik saldırı da, kara propaganda da. Sabıkalı saldırganlar belediye binasına girip ortalığı dağıtıyor, ama ifadeleri alınır alınmaz serbest bırakılıyor. Belediye eşbaşkanlarına hakaretler, tehditler, ev adreslerinin verilip hedef gösterilmeler gırla gidiyor, ama kovuşturmaya gerek görülmüyor. Saray medyası da elinden geleni ardına koymuyor, HDP’nin Covid-19 salgını sürecinde başlattığı yoksul ailelerle dayanışma kampanyasını kriminalize etmekle kalmıyor, Kars Belediyesi’ni kara propaganda hedefi yapıyor. Bütün bunların organize işler olmadığı söylenebilir mi? Peki, maksat ne? Haliyle akla “kayyumun ayak sesleri” geliyor. Peki, HDP’nin üçü büyükşehir olmak üzere onlarca belediyesine herhangi bir hukuki gerekçe göstermeden kayyum atayan iktidar, Kars Belediyesi’ni gasp etmek için neden böyle bir zemin yoklamaya gerek duyuyor? Kars Belediyesi Eşbaşkanı Şevin Alaca’yı dinliyoruz…
Belediyenize yönelik hem fiili-fiziki hem de iktidar medyasından saldırılar var. 30 Nisan’da iktidar yanlısı bir gazete, Kars Belediyesi’nin “Kardeş Aile Kampanyası” üzerinden PKK’ye yardım yaptığını ileri sürdü. Bu iddiaların arkasında ne yatıyor?
Şevin Alaca: Belediyemize yönelik fiziksel ve psikolojik saldırılar bir süredir devam ediyor. Anlaşılan kayyum atamak için zemin yokluyorlar. Bu iddia da bu sürecin devamı. Kardeş Aile Kampanyası, belediyemizin değil HDP’nin salgın nedeniyle hayata geçirdiği bir dayanışma ve paylaşma kampanyası. İnsanlara “evde kal” çağrıları yapılıyor, ancak bunun bir altyapısı yok. Emeğiyle geçinen yoksul insanlar işe gidemediğinde veya işten çıkarıldığında aileleriyle birlikte günlük ihtiyaçlarını dahi karşılayamayacak durumda kalıyorlar. İçişleri Bakanlığı’nın yayınladığı genelge ile belediyelerin yardım toplaması ve dağıtmasının önüne bir engel konması yoksul halkımızı daha da güç duruma soktu. Çok sayıda vatandaşımız zaten bize yardım talebinde bulunuyordu. Aynı şekilde vatandaşlarımıza gıda yardımı yapmak isteyen iş insanlarımız da oluyordu. Fakat böyle bir engelleme olunca belediye olarak biz herhangi bir şey yapamadık. Yardımların sosyal yardımlaşma olarak yapılacağı yönünde bildirim gelince bize ulaşan yardım taleplerini vefa gruplarına aktardık.
Vefa grupları nedir?
Valilik düzeyinde oluşturulan sosyal yardımlaşma grubu. Merkezi düzeyde organize ediliyor. Yardımlarla ilgili yayınlanan genelgede bütün yardımların bu gruplar üzerinden yapılacağı bilgisi yer alıyor. Biz de bize yardım talebiyle başvuran ailelerin isimlerini ve yardım amaçlı gönderilen gıda kolilerini bu gruba teslim ettik.
Kardeş Aile Kampanyası yardıma ihtiyaç duyan aileler ile onlara destek sunmak isteyen aileler arasında bir köprü vazifesi görüyor. İki taraf iletişim kurduktan sonra partimizin bir işlevi kalmıyor. Eşbaşkanlar olarak sadece kampanyayı duyurduk. Ama iktidar medyası bu kampanyayı Kars Belediyesi başlatmış gibi gösteriyor, bununla da kalmayıp bu insani dayanışma faaliyetini bile kriminalize etmeye çalışıyor.
Kardeş Aile Kampanyası nasıl işliyor?
HDP’nin Kardeş Aile Kampanyası yardıma ihtiyaç duyan aileler ile onlara destek sunmak isteyen aileler arasında bir köprü vazifesi görüyor. İki taraf iletişim kurduktan sonra partimizin de artık bir işlevi kalmıyor. Aileler kendi aralarında iletişime geçerek yardımın içeriğini ve miktarını belirliyorlar. Burada belediyemizin herhangi bir dahli yok. Biz eşbaşkanlar olarak sadece sosyal medyada bu kampanyaya çağrı yapan videolar yayınladık ve kampanyayı duyurduk. Ama iktidar medyası sanki bu kampanyayı Kars Belediyesi başlatmış gibi gösteriyor, bununla da kalmayıp bu insani dayanışma faaliyetini bile kriminalize etmeye çalışıyor.
Sizi hedef alan 30 Nisan tarihli “haberde”, “HDP’li Kars Belediyesi öldürülen, yaralanan ya da cezaevinde bulunan PKK’lıların ailesine doğrudan yardım ulaştıramayınca çareyi ‘kardeş aile’ formülünde buldu. Belediye Almanya merkezli sözde ‘Kürt Kızılayı’na liste gönderiyor, sözde kuruluş da ailelerin örgütten kopmaması için onlara Avrupa’dan bağışçı buluyor” deniyor…
Evet işte, bunlar kayyum atamaya yönelik hazırlıkların birer parçası olarak görülebilir. Yoksa biz ne bir liste düzenledik, ne de HDP dahil herhangi bir yere isim verdik. Sadece bununla ilgili bir çağrıda bulunduk. Kaldı ki, belediyemize yardım talebiyle gelen kişilerin şeceresini araştırmıyor, hangi inançtan, etnik kökenden olduğuna bakmıyoruz. Yalnızca ihtiyaç sahibi mi, değil mi, buna bakıyoruz. Haberde yer alan iddialar tamamen asılsız, çarpıtma ve yalan. Daha önce de birçok HDP’li belediyeye kayyum atandı, Kars’a yönelik de böyle bir yaklaşım var. Ancak biz de, diğer belediyeler gibi halkın iradesiyle seçilmiş bir belediyeyiz. Tek amacımız Kars halkına layık olduğu ve bunca yıl mahrum bırakıldığı hizmeti götürmek. Bu hizmeti verirken de esas ilkemiz adalet ve barış içinde her kesime ulaşmak. Tüm enerjimizi sadece belediye çalışmalarımıza yönelttik. Bunun haricinde belediyemizle ilgili yapılan bu tarz haberlerin gerçekle ilgisi yok.
En başta “Belediyemize yönelik saldırılar bir süredir devam ediyor” dediniz. Başka ne tür saldırılar oluyor?
Geçtiğimiz hafta sonu, akşam saatlerinde, üç kişi belediyeye gelerek eşbaşkanımız Ayhan Bilgen ile görüşmek istediklerini söylemiş. Güvenlik personelimiz Sayın Bilgen’in olmadığını söyleyince güvenlik odasını dağıtmışlar. Bu kişiler kentimizde herkes tarafından biliniyor, sabıkaları var. Bu şahıslardan biri daha önce telefon ve sosyal medya üzerinden hakaret ve tehdit içerikli mesajlar gönderdi. Suç duyurusunda bulunmuştuk, ama sadece ifadeleri alınıp serbest bırakıldılar. Bu saldırı sonrasında da aynı şekilde ifadeleri alındı ve serbest bırakıldılar. Aynı günün akşamında sosyal medyada bu şahıslardan birinin Emniyet’te gözaltındayken verdiği ilk ifade yayınlandı. Bu ifadede eşbaşkanımızdan iş talebinde bulunduğunu, ancak Bilgen’in kendisini dağa yönlendirdiği gibi cümleler var. Bu kurmacayı söz konusu şahıs tek başına yapmış olamaz. Birtakım güçler tarafından belediyemize karşı kullanıldıklarını düşünüyoruz. Zaten hemen akabinde de Yeni Şafak ve türevi pek çok yandaş gazete ve TV, bahsettiğiniz uydurma haberi yayınladılar. Bunların tümü organize bir operasyonun uzantıları gibi görünüyor.
Saldırı sonrasında bu şahıslardan birinin Emniyet’te ilk ifade sosyal medyada yayınlandı. Bu ifadede eşbaşkanımızdan iş talebinde bulunduğunu, ancak Bilgen’in kendisini dağa yönlendirdiği gibi cümleler var. Bu kurmacayı söz konusu şahıs tek başına yapmış olamaz.
Pek çok belediyeye, hiçbir hukuki gerekçe gösterilmeden doğrudan kayyum atandı. Kars Belediyesi’ne de kayyum atanması düşünülüyorsa, bu neden doğrudan yapılmasın da öncesinde bu türden organizasyona ihtiyaç duyulsun?
Kars’ın sosyolojik yapısı, belediyelerini kazandığımız diğer illerden çok farklı. Burada farklı etnik kimliklerden ve farklı mezheplerden insanlar birlikte bir yaşam kurmuşlar ve uzun yıllardır da sorunsuz bir günlük hayat sürüyorlar. İlişkiler çok yakın, evlilik yoluyla akrabalık ilişkileri kurmuşlar, cenazelerde birlikte gözyaşı döküyorlar. Yani partimizin tüm ülkede hayata geçirmek istediği yaşam tarzı Kars’ta var diyebiliriz. Sadece seçim dönemlerinde etnik kimlikler açısından birtakım ayrışmalar oluyor. Bununla birlikte önceki dönemlerde belediye hizmetlerinde sıkıntılar yaşanmış. Asgari belediye hizmetleri yerine getirilmediği gibi çok ağır bir borç yükü bırakılmış. Kars’ta bize karşı önyargılar bu seçimle birlikte yıkıldı. Tüm imkânsızlıklara rağmen güzel hizmetler sunuyoruz. Herkese eşit mesafedeyiz ve eşit hizmet götürüyoruz. Kars’taki tüm etnik kimlikler belediyeyi sahipleniyor. Dolayısıyla, herhangi bir zemin yaratmadan kayyum atarlarsa, büyük tepki göreceklerini biliyorlar. O yüzden çeşitli organizasyonlarla, karalama kampanyalarıyla yol almaya çalışıyorlar. Sosyal medyada sahte hesaplar ve gizli isimlerle karalamalar yapılıyor, iftiralar atılıyor. Yalnızca biz eşbaşkanlara yönelik değil, meclis üyelerimize ve personelimize yönelik de yapılıyor bunlar. Örneğin, yerel medyanın sosyal medya hesaplarında Kars’la ilgili yayınladığı haberlerin yorum kısımlarında ailelerimiz hedef gösteriliyor, adreslerimiz teşhir ediliyor. Hepsiyle ilgili suç duyuruşunda bulunuyoruz, ama hemen hepsi “kovuşturmaya gerek görülmemiştir” diye sonuçlanıyor.
Cumhurbaşkanı İletişim Daire Başkanı’nın evi gösterildiği için çok sayıda soruşturma açıldı. Hukukun sizin için de aynı şekilde işlemesi gerekmez mi?
Bunu Emniyet’teki görüşmelerimizde de ifade ettik. Bu şehrin valisine, vali yardımcısına, emniyet müdürüne bırakın saldırıyı, herhangi bir çirkin ifade dahi kullanıldığında sistem hemen işliyor ve failler yakalanıp cezalandırılıyor. Ancak belediyeye saldırı olunca kovuşturmaya gerek görülmüyor. Bu saldırıların yalnızca belediyemize değil halkın iradesine yapıldığını düşünüyoruz. 12 bin insanın oyuyla yönetime geldik. Ayrıca, bize oy vermediği halde belediyeyi desteklediğini ifade eden çok sayıda insan var. Dolayısıyla, bize yönelik hakaretler, tehditler partimize ve bize gönül veren vatandaşlarımıza da yöneliktir.
Siz belediyeyi MHP’den seçilip sonra istifa eden bir başkandan devraldınız. Yani MHP’den HDP’ye keskin bir geçiş oldu. Bu nasıl olabildi?
HDP olarak Kars’ta ilk kez belediye seçimini kazandık. Burası yıllarca MHP, AKP gibi partiler tarafından yönetildi. Kars’ın sosyolojik yapısından kaynaklı olarak burada keskin geçişler olabiliyor. Burada Kürt seçmen fazla, ama bundan öncesinde HDP lehine belirleyici bir fark yaşanmamış. Son seçimi kazanmamızın sebeplerinden biri Cumhur İttifakı’nda AKP’nin çekilerek seçim çalışmasını MHP’ye bırakmasıydı. Eski belediye başkanı her ne kadar MHP’den istifa etmiş olsa da son beş yılda sergilediği pratik halkta rahatsızlık yaratmış. Asgari belediye hizmetleri dahi yerine getirilmemiş. Seçimden önce Kars çöp yığınları içindeydi, yollar yürümeye bile imkân vermiyordu. Çoğu mahalleye çamurdan girilmiyordu. Hepsinden önemlisi, halkta MHP döneminde belediyenin çeteler tarafından yönetildiği kanaati çok güçlüydü. Büyük yolsuzlukların olduğu da biliniyor.
Herkese eşit mesafedeyiz ve eşit hizmet götürüyoruz. Kars’taki tüm etnik kimlikler belediyeyi sahipleniyor. Dolayısıyla, herhangi bir zemin yaratmadan kayyum atarlarsa, büyük tepki göreceklerini biliyorlar. O yüzden çeşitli organizasyonlarla, karalama kampanyalarıyla yol almaya çalışıyorlar.
Bu vaziyet kazanmamızda çok etkili oldu. Kars halkının yeni gelecek belediye yönetiminden beklentisi çöplerin toplanması, yolların yapılması gibi çok asgari hizmetlerdi. Tabii öncesinde partimizle ilgili farklı algılar, önyargılar vardı. Ama biz seçim kampanyasında meclis üyelerimizle birlikte mahalle mahalle, sokak sokak gezdik, neler yapabileceğimizi anlattık. Bunlar da bizimle ilgili önyargıların yıkılmasında etkili oldu. İnsanlar “Kars’ı bütün partiler yönetti ve bu hale getirdi, ama bizi şimdiye kadar sadece HDP yönetmedi” diyordu. Pek çok insan “farklı partidenim, ama bu seçimde HDP’ye şans vermek istiyorum” dedi. Hizmeti ancak HDP’den alabileceklerini biliyorlardı. Bir de Iğdır referansımız vardı. Üç dönemdir HDP’nin yönettiği Iğdır, Kars’tan ayrılan bir ilçe olduğu halde Kars’tan çok daha ileride. Halkın bizi tercih etmesinin bir nedeni de buydu.
Peki kayyum atanırsa bunun yereldeki etkisi ne olur sizce?
Sert bir tepkiyle karşılaşacağını düşünüyorum. Hem parti tabanımız, hem HDP’li olmadığı halde bize oy vermiş, hem de oy vermemiş olsa bile bir yıllık sürede yaptığımız hizmetlerden memnun olan insanların belediyemizin arkasında duracağına inanıyoruz. Halk kolay kolay izin vermeyecektir kayyuma.
Siz belediyeyi nasıl bir borçla devraldınız? 31 Mart öncesi ve sonrası belediyenin ekonomik durumu nedir?
400 milyon lira borçla devraldık belediyeyi. Ayrıca bütün banka hesapları, taşınır-taşınmaz bütün mal varlığı hacizliydi. Haciz bugün de gelmeye devam ediyor. Biz geldiğimizde personelin üç aylık maaşı ve ikramiyeleri ödenmemişti.
Borçları ödeyebiliyor musunuz?
Maalesef ödemiyoruz. İller Bankası’ndan gelen ödenek ancak maaş ödememize yetiyor. Personelin içeride olan maaş farkını kapattık, her ay düzenli maaşlar ödeniyor. İmkânlar dahilinde içeride biriken ikramiyeler de ödeniyor. Geçmişe yönelik borçlarla ilgili icra takibi var, bununla ilgili denetim başlattık. Borçların hukuki bir boyutu varsa bunlarla ilgili suç duyurularını yapacağız. Tabii ki bu borç yükü çalışmalarımızı yavaşlatıyor. Örneğin, veznemize günlük olarak haciz memuru geliyor. Oradan kurtarabildiğimiz parayla ancak rutin işleyişimizi sürdürebiliyoruz. Bu borç kısa sürede çözülecek gibi değil. Zaten belediyenin gelirleri belli. Hem hizmet üretip hem bu borcun zamanında kapatılması mümkün değil. Bizim için esas olan hizmet sunmak. Şu an Kars’ta temizlikle ilgili iyi bir yerdeyiz. En önemli sorunlarımızdan biri yol, bu dönem yolların yapımına başlayacağız.
Kayyum atanan her belediyede öncelikle kadın birimleri kapatılıyor. Sizin kadın alanında yaptığınız çalışmalar var mı?
Kars Belediyesi’nde bizden önceki dönemde kadın çalışmaları özel kalem müdürlüğüne bağlı olarak yürütülüyordu. Bizim dönemimizle birlikte Kadın ve Aile Çalışmaları Müdürlüğü kuruldu. Her yerde olduğu gibi Kars’ta da kadınlarımız şiddete maruz kalıyor, istihdamda daha az yer alıyor. Kadınlar ekonomik ve sosyal hayatta eşit yer alamıyorlar; bunlara yönelik çalışmalarımız oluyor. Özellikle kadın istihdamını artıracak çalışmalar yapıyoruz. Belediyemizin Mor Kafe isminde kadın temalı ve yalnızca kadın personelin çalıştığı bir kafesi var. Kars-Bel ismiyle ürettiğimiz yerel Kars ürünlerinin satışı burada yapılıyor. Ayrıca kadınlara evlerinde yaptıkları ürünleri burada satma olanağı sağlıyoruz. Bunun yanında evde yapılan gıda ve el işi ürünlerin satılabilmesi için 8 Mart’ta kadın emek pazarının açılışını yapmıştık. Ancak bu faaliyet salgın nedeniyle durdu.
400 milyon lira borçla devraldık belediyeyi. Ayrıca bütün banka hesapları, taşınır-taşınmaz bütün mal varlığı hacizliydi. Haciz bugün de devam ediyor. Veznemize günlük olarak haciz memuru geliyor. Oradan kurtarabildiğimiz parayla ancak rutin işleyişimizi sürdürebiliyoruz.
Kadına yönelik şiddetin evde kalınan bu dönemde arttığını biliyoruz. Sosyal hizmet uzmanı arkadaşımız bu konuyla ilgili çalışmaya başladı. Ayrıca salgınla mücadele konusunda kadınlarımıza aydınlatıcı bilgiler aktarılıyor. Bize yardım talebinde bulunan kadınlarımıza tek tek ulaşarak, fiziksel mesafeyi koruyarak görüşmeler yapılıyor. Sıkıntılarını dinliyoruz, birlikte çözüm üretmeye çalışıyoruz. Çok yakın bir zamanda da kadın dayanışma ofisimizi açacağız. Kadınlarla birlikte çocuklara yönelik de çalışmalarımız olacak. Kars’ta gençler arasında uyuşturucu kullanımı söz konusu. Gençlerimizin yararlanabileceği sosyal faaliyet ve spor tesisleri yok. Gençlerimizi uyuşturucudan kurtarmak için de çeşitli sosyal, sportif faaliyetler yürütmek istiyoruz.
Tarımsal üretim konusunda da yeni bir kampanya başlattığınıza dair haberler okuduk…
Yardımlaşmak çok önemli ve insani bir görev, ama sürdürülebilirliği yok. Bu ülkeyi yönetenlerin tercihi, insanları yardıma muhtaç bırakmak ve bunun üzerinden bir bağımlılık ilişkisi yaratmak. Biz bu anlayışı kesinlikle reddediyoruz. İnsanlar hayatlarını kendileri idame ettirebilmeli. Kars’ta işsizlik fazla, iş olanakları az. Temel geçim kaynağı tarım ve hayvancılık. Ancak son yıllarda yeterince destek görmedikleri için de her geçen gün gerileme yaşanmış. Buğdayı bile dışarıdan ithal eder hale geldik. Kars’ın verimli topraklarının ekilmesini ve hayvancılığın geliştirilmesini önemsiyoruz. Hem belediyenin arazilerini hem de vatandaşların kendi topraklarını ekmeleri yönünde çalışmalar başlattık. Tohum desteği vereceğiz. Kars’ın Kavılca buğdayı var, genetiği değiştirilemiyor ve son dönemde büyük metropollerde de aranılan bir ürün. Bunun yetiştirilmesiyle ilgili desteklerimiz var. Aynı şekilde Kars kazı yerel bir ürün. Kaz yetiştiriciliği için civciv desteği veriyoruz. Arıcılık için kovan, kümes hayvancılığı için kümes desteklerimiz var. Tüketici toplumdan üretici topluma geçmek için belediyle olarak yapabileceklerimiz üzerine yoğunlaştık.
Diğer partilerin belediye meclis üyeleri bu sürece nasıl yaklaşıyor?
Belediye Meclisi’nde 25 üyemiz var. HDP’nin yanısıra AKP, MHP, CHP ve DSP’li meclis üyeleri var. Meclis’te bir sorun yaşamadan uyumlu bir şekilde çalışıyoruz. Kararlar oy birliği veya oy çokluğuyla çıkıyor. Biz her konuyu ilgili komisyonlardan geçirip Meclis’te şeffaf bir şekilde tartışıyoruz. Herkesin görüşünü alıp karar veriyoruz. Burada bir uyum var. Tüm zorlu koşullara rağmen halka hizmet var. Toplumsal çatışma yok. Bu tabloyu tersyüz etmek istedikleri için de bize karşı müthiş bir karalama operasyonu yürütülüyor.