KORONA GÜNLERİNDE SİYASİ GASP

Özgür Amed
25 Mart 2020
SATIRBAŞLARI

“Korona günlerinde Kürtlerin payına yine tarifi imkânsız hukuksuzluk, adaletsizlik, zindan ve kayyımlar düştü! Dezenfektan ve yardım paketi düşecek değildi ya!” Kayyım virüsünün yeni tahribatlarını dinlemek üzere Diyarbakır’a,  Özgür Amed’e bağlanıyoruz.
Batman Belediyesi’nin yolu askeri araçla kapatıldı

Gündeme dair çok vaktinizi alma niyetim yok. Malûm, olan biten, olup bitemeyen ve olması beklenen her şey, az çok ortada. Fakat şu an bu satırları yazarken yan odadan babamın atar sesleri geliyor. Bundan bahsedebilirim…

Camiden yükselen sesle kavga halinde kendisi. Diyanet’in kararı doğrultusunda imam dua edip korona ile mücadelede duaya davet ediyor yoksulluktan kırılan Bağlar halkını! Yandaş kanalları izlerken, TV ile tartışmaya giren babam, şimdi de camiden yükselen sese cevap veriyor: “Hee! Dün de kayyım atadınız, insanları tutukladınız utanmadan! Şimdi dua istiyorsunuz…” 

Babam haklı, akıl sınırlarını zorlayan bir kayyım süreci ile yeniden baş başayız.

Kürtlerin payına yardım paketi düşecek değildi

Maalesef, korona günlerinde Kürtlerin payına yine tarifi imkânsız hukuksuzluk, adaletsizlik, zindan ve kayyımlar düştü! Dezenfektan ve yardım paketi düşecek değildi ya! Şu an cezaevlerine dönük hazırlanan pakette yüzbinler dışarı çıkacak. Devlet kasmasın fazla, çünkü Kürtler bu boşalan yerlere alınacaklarını biliyor. Parantez dışı değil, parantezin içini anlatmak için böyle diyorum. HDP’li belediyelerin başından eksik olmayan kayyım kâbusu, en olmadık zamanda geri geldi. Bu sefer gasp sınırlarını da aşan, insanı lâl eden bir şekilde geldi.

Kısaca hatırlamakta fayda var: 31 Mart’ta HDP 65 belediye başkanlığı kazanmıştı. YSK eliyle yapılan gasp sonucunda, 6 belediye AKP’nin kaybeden adaylarına sunulmuştu. Geriye kalan 59 belediyeden 32’sine kayyım atandı. 21 belediye eşbaşkanı halen tutuklu. 23 Mart’ta kadar tablo buydu. 23 Mart’ta, 8 belediyeye daha kayyım atanarak halkın ve belediyenin iradesi alenen gasp edildi.

Hani Tolstoy, İtiraflarım kitabında, yaşamın anlamı üzerine derin çelişkileri ile boğuşurken, “Yanlış olan bir şey var” der. Tam bir cevap bulmaz, ama bir şeyin yanlış olduğuna emindir! Bu durum operasyona giden poliste de artık tecelli etmiştir. Silvan Belediyesi’ni ablukaya alan polislerden biri, bu kıyametin ortasında “valla biz de anlamadık bişi” diyerek duygularını ifade eder. Aslında anlıyor! Neyse, ama bilsin ki, konu bildiği gibi değil.

Kısaca hatırlamakta fayda var:

31 Mart seçimlerinde HDP 65 belediye başkanlığı kazanmıştı. YSK eliyle yapılan gasp sonucunda, 6 KHK’li belediye eşbaşkanına mazbataları verilmeyerek o belediyeler AKP’nin kaybeden adaylarına sunulmuştu. Geriye kalan 59 belediyeden 32’sine kayyım atandı. 21 belediye eşbaşkanı halen tutuklu.

23 Mart 2020 tarihine kadar tablo buydu. 

Fakat 23 Mart’ta 8 belediyeye daha kayyım atanarak halkın ve belediyenin iradesi alenen gasp edildi. Sabahın erken saatlerinde Batman, Silvan, Lice, Eğil ve Ergani belediyeleri ablukaya alındı. Belediyeler ablukadayken eşbaşkanlara da operasyon vardı. Batman belediye eşbaşkanları Mehmet Demir ve Songül Korkmaz, Silvan belediyesi eşbaşkanı Naşide Toprak, Ergani belediyesi eşbaşkanı Ahmet Kaya, Eğil belediyesi eşbaşkanı Mustafa Akkul, dört ay önce yerine kayyım atanan Yenişehir belediyesi eşbaşkanı Belgin Diken, Batman belediyesi başkan yardımcıları Şehriban Aydın ve Salih Çetinkaya, Batman belediye meclisi eşsözcüsü Şükran Çelebi gözaltına alındılar.

Bir adım önde duran eşbaşkanlar partililerle birlikte: (soldan sağa) Naşide Toprak (Silvan), Zeyat Ceylan (Diyarbakır),
Tarık Mercan (Lice), Hülya Alökmen (Diyarbakır); Toprak ve Mercan’ın şartlı serbest bırakılmasından hemen sonra

“Toplumu sakinleştirici bir mesaj paylaş” 

Akşam olduğunda ise yeni haberler geldi. Iğdır Halfeli Belde belediyesi eşbaşkanı Hasan Safa akşam 18 sularında valilik binasına çağrıldıktan sonra kayyım tebligatı yapılıp gözaltına alındı. Yerine kayyım atanan Safa, Vali Yardımcısı’nın “toplumu sakinleştirici bir mesaj paylaş” talebini reddetmesi üzerine gözaltına alındığını söylüyor. Bitlis Güroymak Belediyesi akşam mesai bitiminin ardından ablukaya alındı ve belediye eşbaşkanı Hikmet Taşdemir’e kayyım atandığına dair tebligat yapıldı.

Siirt Gökçebağ Belde belediyesi ise yine akşam saatlerinde jandarma tarafında ablukaya alınıp kayyım atandı. Akşam belediye operasyonlarının yanında gözaltılar da devam etti. Lice belediyesi eşbaşkanı Tarık Mercan da gözaltına alındı.

HDP eş genel başkanı Mithat Sancar haklı olarak “Bütün dünya insanlığı tehdit eden korona virüs ile mücadele için yöntemler ararken Türkiye’de iktidar bambaşka hesaplar peşinde, bu bir fırsatçılıktır. İktidar bu büyük tehlikeyi insanlık için en ağır tehditlerden biri olduğu söylenen bu salgını bir fırsat olarak kullanmaya çalışıyor. Bu mesele yalnızca HDP’nin meselesi değildir” dedi.  

Bir insanlık felaketinin ortasında yaşama tutunmaya çalışanlara, devletin “ya bendensin ya kara toprağın” diyerek cezalandırdığı HDP’li belediyeler sıfır imkânlarla çalışmalar yürütüyordu. Öyle ki, pek çok hizmet ücretsiz oldu, su faturaları ertelendi, vs. Fakat bu birkaç gün sürdü. HDP’nin de vurguladığı gibi, bir yandan korona, diğer yandan kayyım virüsü!

Salgın gölgesinde darbe hukuku 

Ardından, “Salgın gölgesinde kayyım gaspı ile Kürtlere darbe hukuku uygulanıyor” diyen HDP MYK’dan da sert bir açıklama geldi. MYK geri adım atmama kararı aldığını şu ifadelerle duyurdu: 

“Partimiz halk sağlığını önceleyerek Newroz mitinglerini dahi iptal etmişken, belediyelerimizin halk sağlığını savunmak adına korona virüsüne karşı etkili çalışmaları, halkın mağdur olmaması için su faturalarının ertelenmesi gibi somut ve tüm kamuoyunun teveccühünü kazanan uygulamaları ortadayken, halk iradesini hedef alan, partimize yönelik girişilen bu yeni siyasi soykırımı kabul etmiyoruz. Tüm dünya virüse karşı laboratuvarlarda aşılar geliştirmeye çalışırken, bu iktidar laboratuvarlarında Kürt halkının iradesini boğacak aşağılık yöntemler üzerinde çalışmaktadır.”

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) de durumu “insanlık düşmanı” olarak tanımladı. Bu açıklamalardan sonra kısmi olarak diğer partilerden ve pek çok kurum, dernek, kişiden tepki yağdı. Fakat bu tepkileri duyan şimdilik olmadı. 

Peki, sekiz belediyeye neden kayyım atandı? Aslında bir sebep yok! Devlet artık bir sebep de sunmuyor.

Belediyelere zorla el koymanın algoritması artık şöyle: Önce baskın ile belediye başkanı gözaltına alınıyor, aynı esnada belediye ablukaya alınıyor. Belediye başkanı daha ifade vermeden tebligat yapılıyor kayyım atandığına dair. 

Batman Belediyesi’ndeki kayyım protestosunda 16 kişi gözaltına alındı

İki virüs arasında

Ortaya çıkan tablo, bulunduğu çölde önüne çıkan yırtıcı bir hayvandan kurtulmak için kendini kurumuş kuyuya atan seyyahın durumuna benziyor. Seyyah kuyunun ortasında bir ağaca takılı kalmıştır ve fark eder ki, aşağıda da onu bekleyen bir ejderha vardır, onu yutmak için ağzını açmıştır. Yırtıcı bir hayvan tarafından parçalanmamak için yukarı çıkamayan, ama ejderha tarafından parçalanmamak için aşağıya atlayamayan seyyah, kuyunun duvar taşları arasında yetişen dala daha sıkı tutunur. Elleri uyuşur ve az sonra, kendisi her iki tarafta bekleyen felaketin kucağına düşeceğini hisseder… Hikâyeyi burada bırakalım, çünkü sonu çok da sürprizli olmasa gerek.

Şimdi tablo şu: Bir insanlık felaketinin ortasında yaşama tutunmaya çalışanlara, devletin “ya bendensin ya kara toprağın” diyerek cezalandırdığı HDP’li belediyeler sıfır imkânlarla çalışmalar yürütüyordu. Öyle ki, pek çok hizmet ücretsiz oldu, su faturaları ertelendi, vs. Fakat bu birkaç gün sürdü. HDP’in de vurguladığı gibi, bir yandan korona, diğer yandan kayyım virüsü! Hikâye üzerinden düşünün ve siz söyleyin: Aşağı mı inmeli yukarı mı çıkmalı? 

İbretlik örnekler

Durumun ibretliği için Batman ve Ergani örnekleri üzerinden gideceğim. Gözaltına alınan Ergani belediyesi eşbaşkanı Ahmet Kaya, bir gün sonra adli kontrol serbest şartı ile serbest bırakıldı. Savcı ifadesini almadan bırakıyor Kaya’yı. Bu inanılmaz ve skandal durumu kendisi bizzat bağlandığı haber bülteninde anlattı. Şimdi durumu anlatabilecek biri varsa lütfen anlatsın!

Ergani ile ilgili daha ilginç durum, “kayyım” kavgasında oldu. Basına pek yansımadı, ama 23 Mart’ta Ergani kaymakamı değişti, yerine Yalova Armutlu kaymakamı Abdulselam Öztürk atandı. Ergani kaymakamı Hüseyin Sayın ise Armutlu’ya gönderildi. Kayyım atama günlerinde, böyle ani değişiklikler neden oluyor derseniz, cevabı basit: Bazı kaymakamlar kayyım olmak istemezken, bazıları için ise korkunç bir rant alanı ve kıyasıya yarış var bu alanda.

Göstermelik gözaltına alınan belediye eşbaşkanları, Batman’ınkiler hariç, bir gün sonra serbest bırakıldı. Sadece Eğil belediye eşbaşkanı Mustafa Akkul tutuklandı. Böylece HDP’li tutuklu belediye başkan sayısı 22, kayyım atanan belediye sayısı ise 40 oldu.

Mazıdağı örneğini hatırlar mısınız, bilmem! Mardin Mazıdağı İlçesi belediye eşbaşkanı Nalan Özaydın’ın görevinden alınması üzerine, bu göreve teamül gereği Mazıdağı kaymakamı Mustafa Dinç’in atanması gerekiyordu. Belediyeye el konulacağı zaman Mardin’den Çevik Kuvvet polisleri sabaha karşı Mazıdağı’na gitti ve belediye binasına girdi. Kaymakam Dinç, Mardin valisi ve kayyımı olan Mustafa Yaman’ı arayıp belediyeye el konacağının kendisine söylenmediğinden yakınıyor. Sen misin yakınan? Bunun üzerine Dinç, aynı gün görevden alındı, yerine başka bir isim kaymakam ve belediye başkanı olarak kayyım atandı.

Batman’da ise Gotham karanlığı vardı aynı gün. Paylaşılan şu görüntü, durumu özetler nitelikte. Ama daha trajik olan, Batman vekili Ayşe Acar Başaran’ın kendi çektiği videoda. Belediye önünde protesto etmek isteyen kalabalığa, polis “Salgın var, halk sağlığını tehlikeye atıyorsunuz” diyerek dağıtmaya çalışıyor. Yani, “sizin bize diyeceğinizi biz size deriz, çalarız söyleminizi” demenin nazikçesi! Zaten daha sonra yaka paça gözaltı başlıyor ve Ayşe hanıma hakaret edilip şiddet uygulanıyor.

Basit aritmetik

Belediye önünde kıyamet varken kayyım olarak atanan vali Hulusi Şahin belediyeye geçmiş, belediye meclisinin başkanlık koltuğuna oturmuş, basını çoktan toplamış demeç veriyordu. Korona ile mücadelede en örnek çalışmalara imza atan belediyenin (ki kayyım sebeplerinden biri bu), salgın ile mücadele edeceğini söyledi vali!

Fakat kayyım valinin söyledikleri içinde en ilginci belediye borçlarına dair olandı: “Belediyenin 90 milyon borcu var. Binaya afişler asıyorlardı, ama kendilerinin bir yılda bıraktıkları tablo çok daha kötü. Fakat biz geçmişe değil, geleceğe bakacağız.”

Geçmişi unutunca geleceğe de bakmak biraz zor oluyor. Vali, tam bir yıl önce belediyenin 307 milyon 328 bin TL borçla devralındığını biliyordur elbet. Bu sadece tespit edilebilen resmi rakamdı. Tersten okursak, belediye bir yıl içinde neredeyse borcu bitirmiş! 

Sonuç olarak, göstermelik gözaltına alınan belediye eşbaşkanları, Batman’ınkiler hariç, bir gün sonra serbest bırakıldı. Sadece Eğil belediyesi eşbaşkanı Mustafa Akkul tutuklandı. Böylece HDP’li tutuklu belediye başkan sayısı 22, kayyım atanan belediye sayısı ise 40 oldu. 

Denir ki, Hannah Arendt’in Kötülüğün Sıradanlığı olarak bilinen meşhur kitabına verdiği ad Yaşadığımız Günlerin Yükü’ymüş. Fakat yayıncı adını değiştirir ve bugünkü hali karşımıza çıkar. Keşke kalsaymış orijinal adı. Bugünlere pek yakışırmış. Kayyımlar, yaşadığımız günlerin yüküne yük katmaktan başka bir işe yaramadı, yaramayacak…

^