Türk-İş’e bağlı Türkiye Sivil Havacılık Sendikası Hava-İş’in THY’nin “insan kaynakları departmanı” haline geldiğine kani olan THY çalışanları yeni bir çatı altında örgütlendi, Havayolu Çalışanları Sendikası Hava-Sen’i kurdu. THY’nin boğmak için elinden geleni ardına koymadığı Hava-Sen’in öyküsünü, yürüttüğü mücadeleyi ve sektörün pandemi koşullarındaki durumunu genel başkan Seçim Seçkin Koçak’tan dinliyoruz…
Türk-İşe bağlı Hava-İş (Türkiye Sivil Havacılık Sendikası) varken Hava-Sen’i (Havayolu Çalışanları Sendikası) kurmaya neden ihtiyaç duydunuz?
Seçim Seçkin Koçak: THY büyürken işçilerin sorunları da büyümeye başladı. Önceleri, mevcut sendika Hava-İş içinde taleplerimizi dile getirmeye çalıştık. Çünkü toplu iş sözleşmesinde işçinin taleplerin masada olması lâzım. Ama THY büyürken birçok sorun çözümsüz bırakıldı ve diyalog kanalları kapandı. Dışardan yabancı pilotlar geldi, ekip planlamasında büyük hatalar yapıldı. Çalışma kuralları sürekli esnetildi. Ve bunlara Hava-İş ses çıkarmadı, çıkarmıyor. Toplu sözleşme yetkisine sahip Hava-İş içinde muhalif bir grup oluşturduk ve kongrede uçuş personeli delegelerin yüzde 75’ini kazandık. Bu da aslında 15 bin kişinin oyuna tekabül ediyordu. Ama ne yaptılar? Kazanamadığımız yüzde 25’lik kısımdan sendika kongresinin delegelerinin yüzde 70’ini seçtiler. Biz 15 bin uçuş personeli olarak 300 delegeden sadece 86’sını alabildik. Diğer 216 delege sendika üyelerinin yüzde 25’i tarafından oluşturuldu. Taşımacılık işkolunda olduğumuz için aralarına nakliyat şirketinden, taksi duraklarından delegeler koydular. Bilmediğimiz, yönetim kurulu tarafından seçilen işyerlerinden insanlar vardı. Kısacası mevcut sendika içinde yönetime gelme imkânı kalmamıştı. Yasal süreci tamamladıktan sonra ayrılıp 2018’de Hava-Sen’i kurduk. Bu süreçte bürokrasi ve siyasetin sıkı muhalefetiyle de karşılaştık.
Üye sayımız ilk 30 günde 4700’e ulaşınca THY yönetimi devreye girdi. Düşünebiliyor musunuz, bir işveren başka bir sendikayı cansiperane koruyor ve çalışanlara şunu söylüyor: “Ne arıyorsunuz başka yerlerde, bizim bir tane sendikamız var.”
Hava-Sen kaç kişiyle, kimler tarafından kuruldu?
Sendikayı gereken minimum sayıyla, yani yedi kişiyle kurduk. Kaptan ağırlıklıydı, ama kabin amirleri, yer personeli de var. Olabildiğince eşit şekilde dağıttık kurucuları. Üye sayımız ilk 30 günde 4700’e ulaşınca THY yönetimi devreye girdi. Bizzat Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı tarafından şirket içi toplantılar yapılmaya başladı. Düşünebiliyor musunuz, bir işveren başka bir sendikayı cansiperane bir şekilde koruyor ve çalışanlara şunu söylüyor: “Ne arıyorsunuz başka yerlerde, bizim bir tane sendikamız var.” Ardından, 2018’de Hava-Sen’in üyelerini, biz dahil öncü işçilerini, örgütlenmeyi sağlayanların tamamını işten çıkardılar. Böylece sendikanın büyümesini durdular. Epey bir karalama kampanyası yürüttüler. Yeni havalimanını geciktiren Alman ajanları olduğumuz dahi söylendi. (gülüyor)
Pilotsunuz, mesleğe ne zaman, nasıl başladınız?
Kara Harp Okulu mezunuyum. 2005’te Türk Silahlı Kuvvetleri’nden Türk Hava Yolları’na geçtim. 2018’ kadar THY’de uçtum. Charter seferlerinde de çalıştım. Sivil havacılık şirketlerinde çalışan pilotların çoğu Hava Harp Okulu mezunudur. Bir kısmı da Kara veya Deniz Harp Okulu’ndandır. Bir miktar polislikten gelen arkadaşımız da var.
İşten çıkarılma gerekçeniz neydi?
THY’de 12 yıla yakın çalıştıktan sonra “verimsizlik” nedeniyle işten çıkarıldım. Mahkemede verimsiz olduğumuzun ispatını istedik. Tek bir belge bile gösteremediler. Bunun karşılığında aldığımız takdirleri, görevleri ortaya koyduk. Öğretmenlik yapan üyelerimizi de işten çıkardılar. Mahkemeyi, işe iade hakkınız kazanıyorsunuz, ama bu hayatınızı düzeltmiyor. Hakkınızı alamıyorsunuz. Dava hâlâ istinaf mahkemesinde bekletiliyor. İlk 16 arkadaşın ardından, örgütlenmede yer alan 40 arkadaşımızı daha çeşitli bahanelerle işten çıkardılar
THY’de pandemi dönemindeki durum nasıl?
Aylarca insanlar ay sonunda ne kadar maaş alacağını bilmeden yaşadı. Ortada yetkili sendika yok. Karşılıklı konuşacağınız bir platform kurulmadı. THY pandeminin ilk ayında Kısa Çalışma Ödeneği ile çalışanların sırtından yüzde 78.5 tasarruf yaptı. Hava-Sen olarak, Hava-İş ve THY’nin icraatlarını “pandemiden toplu sözleşme kaçırmak” diye tanımladık. Kısa Çalışma Ödeneği ile birçok çalışan yoksulluk sınırının altında bir gelire mahkûm edildi. Biz sivil havacılık dalında yayınladığımız raporlarla çalışanlara bu süreçte destek olmaya devam ediyoruz. 60 yaş üstü çalışanlara getirilen ücretsiz izine karşı mücadele veriyoruz. 1 Eylül’de, THY ve Hava-İş arasından imzalanan, pilotlara yüzde 50, kabin memurlarına yüzde 35 ve işçilere yüzde 30 kesinti öngören “kölelik” protokolün içyüzünü ifşa etmekten geri kalmadık. 14 Mart’ta ise Anayasa Mahkemesi THY’nin iddialarını reddederek sendika seçme özgürlüğü yönünde karar aldı.
THY pandeminin ilk ayında Kısa Çalışma Ödeneği ile çalışanların sırtından yüzde 78.5 tasarruf yaptı. Hava-İş ve THY’nin icraatları “pandemiden toplu sözleşme kaçırmak”.
Hava-Sen’in kaç üyesi var?
1300 civarı. Üyelerimiz THY ağırlıklı, ama son dönemde yaşadıkları ciddi sıkıntılar yüzünden charter şirketlerinde çalışanlar da üye olmaya başladı. Atlas Jet bir anda iflasını verip çekti gitti. İşin kötüsü bu türden sorunları çözecek bir kurumsal yapı mevcut değil. İşçi ile patron baş başa bırakılıyor. Türkiye’de şimdiye kadar 52 havacılık şirketi kurulmuş. Bu şirketler para kazanmış. Ama kazanılan paraların büyük kısmı, başta inşaat olmak üzere, başka sektörlere aktarılmış.
Atlas Jet işçilerinin sorununun çözümü için öneriniz ne?
Şirketin patronu Ali Murat Ersoy başta durumu aynen şöyle ifade etmişti: “Arkadaşlar bana destek verin, iki-üç ay uçalım. Nakit sıkıntım var. Bunu çözeceğiz. Yolumuza büyüyerek devam edeceğiz. Sizin paranız bende kalmaz.” Ardından “biz Ersoy ailesiyiz” diyerek Turizm Bakanı kardeşini, Mehmet Ersoy’u işaret eden birçok konuşma yaptı. Bunun üzerine, herkes canla başla üç buçuk ay çalıştı. Ali Murat Ersoy’un parasının olduğunu, onun açısından işçi alacaklarının büyük bir meblağ etmediğini biliyoruz. Ama borçları durmadan öteliyor. İnsanlara ümit vere vere, alacaklar için 20 ayrı tarih söyledi. İnsanlar çok zor durumda. Kabin memuru bir arkadaş “çantamın dibini karıştırıyorum bozukluk bulmak için” diyor. Bizim istediğimiz ilgili bakanlıkların sorumluluklarını yerine getirmesi. Bir kişiyi, Turizm Bakanı’nın kardeşi, Atlas Jet’in patronu Ali Murat Ersoy’u korumak adına binlerce kişiyi perişan ediyorlar. Devlet bastırsa, Atlas Jet çalışanlarının kıdem tazminatlarının, alacaklarının 15 günde ödeneceğini adım gibi biliyorum.
Türkiye’de havacılık çalışanlarının hakları nasıl düzenleniyor?
Havacılık alanında, Ulaştırma Bakanlığı bünyesinde derleyici, toparlayıcı bir kurumlaşma yok. Halen uçucu personel herhangi bir kanuna tabi olmadan çalıştırılıyor. THY’nin toplu iş sözleşmesi hükmü olduğu için iş kanununa tabi çalışıyorsun, ama charter şirketlerindeki arkadaşlarımız Borçlar Kanunu’na tabi çalışıyor. İşverenle herhangi bir anlaşmazlık çıktığında Borçlar Kanunu devreye giriyor. Bu kanun havacılık çalışanlarına uymayan hükümlerle dolu. Bütün siyasi partilere teklif götürdük ama hâlâ bir düzenleme yapılmadı. Daha önce hazırlanan Havacılık Kanunu Teklifi ise “iyi ki geçmemiş “diyeceğiniz cinsten. Önemli sorunlardan biri de temsiliyet eksikliği. Uluslararası sendikalar Türkiye’dekinden farklı olarak, büyük güç ve prestije sahip. Örneğin, Pegasus şirketinin bir uçağı Sabiha Gökçen Havalimanı’nda kaza yaptı. Böyle durumlarda normalde başka ülkelerde Pegasus genel müdürünün veya CEO’sunun değil, yetkili sendikanın açıklaması dikkate alınır. Çünkü yetkili sendika planlamayı, hesaplamaları ve uygulamaları izler, kontrol eder.
Bizim istediğimiz ilgili bakanlıkların sorumluluklarını yerine getirmesi. Atlas Jet’in patronunu korumak adına binlerce kişiyi perişan ediyorlar. Devlet bastırsa, kıdem tazminatlarının, alacakların 15 günde ödeneceğini adım gibi biliyorum.
Hava taşımacılığının yakın geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Uluslararası uçuşlar yaz sonuna doğru artacak. Arkasından sivil havacılıkta personel hareketliliği yaşanacak. Ortadoğu, Uzakdoğu menşeili şirketiler çok fazla uçak siparişi verdi. Yabancı pilotların çoğu pandemi sırasında ülkelerine gönderildi. 60 yaş üzeri olanlar büyük ihtimalle geri dönmeyecek. Kaptan sayısında yüzde 20 eksilme var. Her şeye rağmen 2019’daki seviyelere geri dönülmeyecek. Yolcu trafiğinde azalma var, ama şimdilerde kargo uçağı sıkıntısı yaşanıyor. Yolcu uçaklarını kargo uçağı gibi uçuruyorlar. Kargo sektörünün büyümesiyle Türkiye’de hızlı iyileşme olacağını öngörüyorum.